Ah şu beslenme faciası reklamlar | Yeni Şafak Pazar Eki Haberleri

Ah şu beslenme faciası reklamlar | Yeni Şafak Pazar Eki Haberleri

yazar:

kategori:

Hayatımızı çepeçevre kuşatan ve bize ne yiyip içeceğimizi, kısacası neyi almamız gerektiğini sürekli anlatan, hatırlatan ve bu konuda da bıkmadan tekrar eden birşey bu reklam dediğimiz. Hâl böyleyken bütün bu faaliyetlerin yürütülmesi sebebi elbette bizim için değil, kazanan taraf için. Bu durumda yani bu şartlar altında kazanan daima kasadır, şirkettir. Hedef kitlenin ise kesinlikle kazanan olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz.Sözü bir başucu kitabı olan Prof. Dr. Ahmet Aydın’ın “Taş Davri Diyeti”ne getirmek istiyorum. Beslenmedeki doğru ve yanlışların bir bir anlatıldığı kitabın bir bölümü de reklamlara ayrılmış. Konuya “Aynı sigara paketlerindeki gibi mısır cipslerinin, kolaların, çikolataların üzerine “sağlığa zararlıdır” diye kocaman bir uyarı yazısı konulsa daha iyi olmaz mı” diyerek önemli bir öneri getiriliyor. Özellikle yiyecek reklamlarındaki tehlikeye dikkat çekilen yazıda, birçok annenin çocuğuna ödül olarak gazlı içecekler, mısır cipsleri aldığına dikkat çekiliyor. Devamında ise gıda endüstrisi kast edilerek, “Bu endüstri en büyük güçlerinden birini medyadan mı alıyor?” sorusu yöneltiliyor. Sorunun devamı ise şu şekilde: “Reklam ayağı kesilirse bu kadar satış yapabilirler mi?”Prof. Aydın’ın kirli para çarkıyla ilgili tarifi “Aslında kirli bir para çarkı var ortada. Hekimi, veterineri, diyetisyeni, akademisyeni, gıda mühendisi bu pisliğin içinde. Gıda endüstrisi reklamlarına çok büyük paralar yatırıyor. Medya bu paralarla kendini döndürüyor. Sonuçta bir yığın yalan dolan haber, sanki gerçekmiş gibi insanlara sunuluyor.” şeklinde çarpıcı cümlelerle veriliyor. Reklamların nasıl bilinçaltına yöneldiği konusunda açıklama yapan Prof. Aydın abur cubur reklamlarının yasaklanmasından yana: “Tercihlerinizi, yaşam tarzınızı, kararlarınızı sizin onayınız olmadan etkiliyorlar… Bilinçaltınızı gıdıklıyorlar, kaşıyorlar, tokatlıyorlar ve mıncıklıyorlar… Çocukların televizyon seyrettiği saatlerde ve özellikle onların seyrettiği kanallarda abur cubur reklamları yasaklansa çocukları daha iyi koruyabiliriz gibi geliyor bana.”Türkiye’nin toprak veri tabanı haritasıTAGEM’in yaklaşık 8 yıldır yürüttüğü 6 ilde önemli bir proje tamamlandı. Konya, Karaman, Aksaray, Niğde, Isparta, Burdur’u kapsayan alanda 5 bin 78 noktadan alınan numunelerle toprak veri tabanı haritalandırıldı. Laboratuvara getirilen numuneler, burada bir dizi işlemden geçirildi. 10 tondan fazla toprağın incelenmesi sonucunda toprak parametreleri, makro ve mikro besin elementleri, toplam ağır metal kapsamları belirlendi. Elde edilen neticelere göre topraklarımızda tuzluluk sorunu yok. Fosfor yetersizliği var ama kalsiyum, potasyum yönünden çok zengin. Mikro elementlerde demir içeriği yüksek, bakır içeriği orta, çinko, mangan içeriği bakımından ise az sınıfta yer alıyor. Ağır metal kirliliği de yok. Bor içeriğinde Konya, Aksaray ve Karaman’da orta seviyede, Niğde, Isparta ve Burdur’da yetersiz. Numune alınan bölgelerdeki topraklarda sodikleşme ve alkalileşme sorunu bulunmuyor. Organik madde değeri yüzde 1,74. Organik madde değeri fakir seviyede. Organik madde ihtiyacı takviyesi için organik gübre ve kompost uygulaması faydalı olacak.İsrafla mücadele için ne yapılmalı?Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) israfla mücadele sempozyumu düzenledi. Gıda ve su kaybının nedenleri ve etkilerinin ortaya konmasına dair strateji geliştirilmesi için izlenecek yollar masaya yatırıldı. İşte TÜBA Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker’e göre yapılması gerekenler: Birey, toplum ve ülke olarak paradigma değişikliğine gitmemiz gerekiyor. Bu süreçte geleceğimiz için konuyla ilgili atılan her adımı desteklemek, ciddiye almak zorundayız. Suyla birlikte diğer doğal kaynaklarımızı sürdürülebilirlik politikası içinde, biyoçeşitliliği koruyacak şekilde devridaimi sağlamamız gerekiyor. İsrafa neden olan her adımın ortadan kaldırılması için bilim adamlarının uyarılarını dikkate almalıyız. Tüketim çılgınlığının önüne geçmek için topyekun tavır almalıyız.GÖZÜME TAKILANLARSaray lezzetleri kitaplaştıEdirne Olgunlaşma Enstitüsü “Edirne Saray Mutfağı” ve “Osmanlı Helvaları” kitaplarını yayınladı. Literatür taraması ve akademik araştırmalarla çoğu unutulmuş bazıları ise günümüzde bilinen reçeteler bir araya getirildi. Gastronomi tarihi açısından önem taşıyan ve mutfak atölyesinde uygulanan bu tarifler özellikle Edirne saray mutfağı araştırmaları sonucu elde edildi.Helal turizmi belgeliyor11 yıldır “helal” belgelendirme faaliyetini yürüten Türk Standardları Enstitüsü “helal turizm” alanında da Ocak 2023 yılından bu yana görev üstlendi. Helal Akreditasyon Kurumu tarafından akredite edilen enstitüden bu alanda şimdiye kadar 4 işletme almaya hak kazandı. Enstitünin helal belgesi için mutfak, restoran, gıda ve yiyeceklerin helal kriterlerine uygunluk aranıyor.Kahve posası dönüşecekWastespresso ile işbirliğine giden MediaMarkt karbon ayak izini azaltmak için kahve posalarını ileri dönüştürecek. Şirketin genel merkezinde biriken kahve posalarının her hafta toplanıp biyo-malzemelere dönüştürülmesiyle ne kadar sera gazının atmosfere salımının önüne geçildiği raporlanacak. Projeye İstanbul’dan sonra İzmir ve Ankara’daki mağazalar dahil edilecek.Pidenin adı ‘Bafra’Bafra pidesi Taste Atlas’ın “Dünyanın En İyi Ekmekleri” (Top Ten Breads) listesinde ilk sırayı alırken Samsun pidesi ise ikinci sırada seçildi. Bafra pidesinin bu büyük başarısından mutluluk duyduğunu ifade eden Bafra Belediye Başkanı Hamit Kılıç, Bafra Ticaret ve Sanayi Odası tarafından 2009 yılında coğrafi işaret olarak tescillenen pidenin artık sadece Türkiye’nin değil, dünyanın damak tadında yer edeceğini söyledi.Bafra adıyla birlikte zikredilen bu lezzet hazır gündeme gelmişken dilerseniz biraz daha yakından tanıyalım, reçetesiyle ilgili çok fazla ayrıntılara dalmadan. Bir porsiyon Bafra pidesinin yaklaşık 70-75 santim uzunluğunda, 3-4 santim enindedir ve üstü kapalı olduğunu söyleyelim evvela. Pişen ve tereyağı ile yağlanan pidenin 6 eşit parçaya kesilerek servis edildiğini ekleyelim. Yerken hamurunun özelliğinden dolayı baklava gibi ağızda dağıldığını ise es geçmeyelim. Yapımında Bafra yöresine ait tereyağının kullanıldığı bu pideyi diğerlerinden ayırt eden en önemli özellik ise, diğer pidelerde eritilmiş margarin hamurun üstüne fırça ile sürülürken Bafra pidesinde yörede elde edilen tereyağı parça halinde hamurun içine konularak eritilir.Hamur malzemesi un, yaş maya, su ve tuzdan, iç malzemesi ise dana kıyması, ince doğranmış soğan, tuz ve karabiberden oluşur. Tereyağı gibi unu da yöreye ait buğdaydan elde edilmesi gerekiyor. Hamurun yapısı, dinlendirilmesi, fırının ölçüsü, yakılan odunun özelliği lezzeti etkileyen önemli ayrıntılar arasındadır.Kendimi Türk hissediyorumTemmuz ayında İstanbul’da bir konser verecek olan dünyaca ünlü Rus piyanist Evgeny Grinko Aşık Veysel’in “Uzun İnce Bir Yoldayım”ı yorumladı. Grinko, “Kendimi Türk gibi hissediyorum. Biliyor musunuz mesela çok çay seviyorum. Sizler gibi yaşamayı seviyorum” diyor.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir