Anne duasının karıştığı her gün bereketlidir | Yeni Şafak Pazar Eki Haberleri

Anne duasının karıştığı her gün bereketlidir | Yeni Şafak Pazar Eki Haberleri

yazar:

kategori:

B artleby’nin burada yaşadığı ortada, daireyi kendine bekâr evi yapmış. Hemen sonra şu düşünceyle altüst oldum, ne feci bir kimsesizlik ve yalnızlık ortaya çıkıyordu burada! Düşünün. Pazar günleri Wall Street, Petra kadar terk edilmiştir; her günün gecesi bomboştur. Hafta içi gündüzleri iş ve hayat kaynayan bu bina geceleyin boşlukta yankılanıyor, bütün bir pazar günü boyunca da ıpıssız oluyor. Ve Bartleby burayı evi yapıyor; insanlarla dopdolu gördüğü bir yalnızlığın tek seyircisi. Herman Melville ünlü eseri Kâtip Bartleby’de pazarlara dair böyle bir anlatım sunuyor. Doğrusu pazar günleri gerçekten de bazı semtler terk edilirken bazıları da dolup taşar. Bu hafta pazar günlerinin dedikodusunu şair A. Ali Ural’la yapacağız. Kendisine ilk sorumuz “klasik bir pazar gününüzü tarif eder misiniz?” oluyor. Gelin cevabı ondan dinleyelim: “Günlerim fotoğraf ve muhteva olarak birbirine benzer. İş hukuku pazar gününü dinlenmeye ayırsa da bu armağanı kabul edecek zamanım olmaz. Rahmetli babam benden talep ettiği işi birkaç gün içinde yapacağımı söylediğimde, ‘Geç kalma asırlar geçmiş,’ derdi. Kur’ân-ı Kerîm, Ashab-ı Kehf’in üç yüz dokuz sene uyuduğunu bildiriyor. Düşünebiliyor musunuz yüzlerce sene uyuduktan sonra yeni bir çağa gözlerinizi açıyorsunuz. Paranız geçmese de taze bakışlarınızla hayata yeniden katılma heyecanını taşıyorsunuz. Biz modern zamanın insanları her gece dört beş saat uyuduktan sonra derin bir yorgunluğa gözlerimizi açıyoruz. Yaşadığımız çağın en meşhur sıfatıdır yorgunluk. Bir zamanlar cuma günleri çalışmaya ara verirmiş insanlarımız. Biz pazar nesli ne kadar dinlenmeye çalışsak da pazar günlerini pazartesi yapacağımız işleri zihnimizde sayıp dökmekle geçiririz. Yine de pazarı diğer günlerden ayıracak olursam kahvaltımı evde ve acele etmeden yaptığım gün olarak söz edebilirim ondan. Bundan daha güzeli o gün annemi ziyaret edecek oluşumdur. Annemin elini öptüğümde açılır benim için dinginlik kapısı. Adı ne olursa olsun anne duasının karıştığı her gün bereketlidir.”Okuyan insanın ruhsal boşluğu yokturUral’a pazarları sıkıntı olmaktan kurtarmak için bir önerisi olup olmadığını da soruyoruz. Bunun üzerine bize şunları anlatıyor: “Arthur Schopenhauer, insan mutluluğunun temel düşmanlarından biri olarak görür can sıkıntısını ve daha çok zenginlere musallat olduğunu söyler. Ruh boşluğu yüzündendir başlarına gelen. Lucretius’tan bir şiirle anlatmaya çalışır bu durumu: ‘Zenginler can sıkıntısı peşlerini bırakmadığı için nadiren görkemli konaklarında durabilirler, fakat dışarıda kendilerini avutacak daha iyi bir şey bulamadıklarından yine buralara dönerler; yahut olmadı sanki alevler içerisinde kalmış da söndürecekmiş gibi koştura koştura sayfiyedeki konaklarına giderler; fakat can sıkıntısı burada peşlerini bırakmadığı için daha eşikten adımlarını atar atmaz esnemeye başlarlar ve uyku ile her şeyi unutmaya çalışırlar, olmadı alelacele yeniden şehir hayatına karışırlar.’ Okuyan insanın ruhsal boşluğu yoktur. Bu yüzden can sıkıntısı da yoktur. Zira onlar zamanlarını nasıl harcayacakları konusunda endişe etmez, daha iyi nasıl kullanacaklarını düşünürler. Ben derinlikli her kitabın dünya içinde yeni bir dünya olarak yalnız pazarın değil bütün günlerin sıkıntı panzehri olduğunu düşünüyorum.”Burton’dan Big FishGelelim beyaz perdeye… Sizce pazar günü izlenecek en iyi film hangisidir? Ural, Burton’ın sevilen filmi üzerinden yeni anlamlarla karşılaştırıyor bizi: “Tim Burton’ın Big Fish filmi. Kaçan balık büyük olur çünkü ve her pazar kaçan balıktır. Geniş bir zaman parçası izlenimini verir tatil günleri fakat çoğu defa bütün günlerden daha çabuk batar güneş. “Büyük Balık” filminin başında şu cümle çıkar karşımıza: ‘Bazı balıklar yakalanamaz. Büyük ya da hızlı oldukları için değil farklı bir yönleri olduğundan.’ Pazarın farklı yönü hiç bitmeyecekmiş sanrısı uyandırmasıdır.”Mesnevi’den mutlaka birkaç sayfa…Peki ya kitaplar… Şair acaba pazarları hangi kitapları okur? Ural Mesnevi’den birkaç sayfa muhakkak okuduğunu söylüyor ve şöyle devam ediyor: “Mevlana’nın, ‘Altın aramıyorum, altın olmaya yeteneği olan bakır nerede?’ sorusunu ‘pazar günü’ olarak cevaplayabilirim. Çünkü değerlendirilmediğinde tatil günleri bakır olarak kalır. Mesnevi söyleyecekleri tükenmeyen bir kitap. Her akıl seviyesine hitap ediyor. Kuyumcu terazisiyle tartılması gerekenler kuyumcu terazisiyle oduncu baskülüyle tartılması gerekenler oduncu baskülüyle tartılıyor. Bülbüle bülbül, eşeğe eşek muamelesi yapılıyor. Doğanın tırnaklarını uzamış diye kesen birinden söz eder bir Mesnevi hikâyesi. Liyakatsizlik insana çirkini güzel gösterir. ‘Siz susun da diliniz ben olayım,’ diyen bir kitap Mesnevi. İnceliklerine nüfuz edebilmek için tefekküre ve marifete ihtiyaç var.”İnsan nereye giderse gitsin tercihi yuvadırPazar günleri dışarı sadece annesini görmek için çıktığını söyleyen Ural’a pazarlarının favori mekânını soruyoruz. Bize, “Nereye giderse gitsin yuva her zaman tercih ettiği mekânıdır insanın. Hele de orada bir kütüphanesi varsa. Montaigne, ‘Ben gönlümce yazabilmek için evime çekiliyorum… Başka yerde yazsaydım daha iyi yazardım, ama yazdığım şey daha az benim olurdu’ diyor. Mekân insan ilişkisi önemli. Okurken de yazarken de âşina duvarlara ve pencerelere ihtiyaç duyuyor insan” cevabını veriyor. “İstanbul dışında geçirmeyi hiç sevmem pazar”Şairin en güzel pazarı çocuklarıyla yavaş bir kahvaltı yapıp, annesine gittiği, onunla zaman geçirip, duasını aldığı ve sonra kitaplarına, yazılarına döndüğü günlermiş. Ural, “Güzeli söyleyince güzel olmayan zaten kendiliğinden ortaya çıkıyor. İstanbul dışında geçirmeyi hiç sevmem pazar günlerini. Çünkü hiçbirini yapamam bunların” ifadelerini kullanıyor. Muhalefet olmak tek ortak nokta27 Mayıs darbesi faillerinin Demokrat Parti iktidarına karşı olmaktan başka bir ortak yanları olmadığını anlatan Türk tarihçi ve siyaset bilimci Prof. Dr. Cemil Koçak, “27 Mayıs bir bütün değildi, hiç olmadı. Millî Birlik Komitesi içindeki bitmek bilmez tartışmalar ve görüş ayrılıkları da buna örnektir. 27 Mayısçılar’ın ortak noktası, Demokrat Parti iktidarına karşı olmaktı, ancak ondan ötesi belirsizdi” şeklinde konuştu.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir