Disleksili G.D. Ankara’da özel bir üniversitede hukuk son sınıf öğrencisiydi. Geçen yıl disleksi tanısına rağmen mevzuata ve üniversitenin iç yönetmeliğine aykırı şekilde, bir günde 9 sınava girmek zorunda bırakıldı. İlk sınavda başarılı oldu. İkinci sınavda stresten bayıldı ve hastaneye kaldırıldı. Ambulanstayken, ‘kopya çekti’ diye sahte tutanak tutuldu. “Ondan avukat olmaz” denilerek son sınıfta olmasına rağmen okulla ilişiği kesildi. G.D., hukuk savaşı başlatarak, avukatı Burcu Akar Muratoğlu aracılığıyla idare mahkemesinde dava açtı. Muratoğlu, Hürriyet’e süreci şöyle anlattı:İLK VE TEK DAVA“Üniversite ile görüşmeye gittiğimde bana açık bir şekilde, ‘Müvekkiliniz avukat olamaz, ondan avukat olmaz bu sebeple bu fakülteden mezun olamaz, okuyamaz’ şeklinde ifadeler kullanıldı. Bunun adı ayrımcılıktır. Dünyada da ülkemizde de sayısız disleksili avukat ve hukukçu var. Dava Ankara İdare Mahkemesi’nde devam etmekte, 6 Haziran’da duruşmalı olarak görüldü. Bu dava disleksili bir birey tarafından ülkemizde açılan ilk ve tek dava. Çıkacak karar diliyoruz ki ülkemizdeki tüm disleksili çocuklar, aileleri hatta tüm özel eğitime muhtaç özel gereksinimli çocuklar için emsal teşkil eder.AMBULANSTA KOPYA TUTANAĞIMüvekkilim G.D., üniversiteye sayısız dilekçe ile başvurarak ek süre, ayrı salonda sınava alınma, işaretleyici, dersin hocalarınca ödev verilmesi, ödev notunun yazılı sınavına eklenmesini talep etmiştir. Engelli bir birey olarak, diğer engelli akranları bu hakkı kullanabiliyorken G.D.’ye bu izin verilmemiştir. Akabinde çok daha şiddetli bir mobbing ve ayrımcılık uygulanmıştır. 19 Haziran 2023 tarihinde, aynı gün 9 sınava çağrılmıştır. Üniversitenin kendi iç yönetmeliğinde dahi ‘Bir günde en fazla 3 sınav yapılabilir’ hükmü varken, müvekkilimize mobbing yapılmıştır. İkinci sınavda yoğun baskı yüzünden atak geçirmiş ve bayılmıştır. Ambulansla hasteneye kaldırılmıştır. İronik bir şekilde müvekkil öğrenci ambulans ile hastaneye götürülürken, kopya çektiği iddiasıyla hakkında tutanak tutulmuştur. Bu durum haksız, usulsüz ve kötü niyetlidir. İdarenin delil üretme çabasıdır.”HASTALIK DEĞİL – Avukat Burcu Akar Muratoğlu “Disleksi özgül öğrenme güçlüğü çeken çocuklar/bireyler için kullanılıyor. Bir hastalık değil. Bu nedenle bir tedavisi ve ilacı yok. Zekâyla da ilgisi yok. Hatta bu birey ve çocuklar normal ve normalin üzerinde zekâya sahipler” diyerek şu öneride bulundu:“ABD gibi ülkelerde disleksili çocuklar tespit edildikten sonra tüm eğitim hayatları boyunca masraflarını devlet üstleniyor. Farklı zekâya sahip, proje odaklı ve yaratıcı disleksili çocuklar, başta yazılım alanında olmak üzere devletin önemli kademelerine yerleştiriliyor. ABD, Avusturya, İsviçre, Danimarka, İngiltere gibi ülkelerde özel eğitim yasaları bulunuyor. Ülkemizde ise özel eğitim hukuku sadece bir yönetmelikle düzenlenmiştir. Dilerim, bir an evvel bizde de bu alanda bir özel eğitim kanunu çıkar.”
Bir yanıt yazın