Bunlar Ege’nin balıkları | Yeni Şafak Pazar Eki Haberleri

Bunlar Ege’nin balıkları | Yeni Şafak Pazar Eki Haberleri

yazar:

kategori:

Mevsim balıkla zenginleşen sofraları getirdi. Allah hepimizin evine mutluluk, huzur ve bereket versin. Balık, besin değeri, kolay pişirilmesi ve lezzeti nedeniyle tercih ettiğimiz ve bu aylarda bereketlenen bir gıda. İçerdiği omega asitler, mineraller ve kolay sindirilebilir proteinler, beyin sağlığından tutun da kansere karşı koruyuculuğa kadar birçok konuda yardımcımız. Özellikle deniz balıklarını tercih etmek, daha doğal ve daha zengin besin içeriği açısından önemli. Mezopotamya’da elli farklı balık çeşidi pişiriliyormuşHer balık, elde edildiği denizin suyu ve dip besinlerini alarak büyüyor. Bu da denizden denize az da olsa farklılık göstermesine neden oluyor. Elbette en ideal deniz, temiz denizdir. Denizlerimizi temiz tutmak, çok daha sağlıklı balıklar yememizi sağlar. Türklerin balıkla tanışıklığı eski olsa da, muhtemelen büyük sürüler beslediklerinden ve lezzetini tercih ettiklerinden, balık yemekleri mutfaklarında et kadar yer kaplamıyor. Fakat Anadolu’ya geldikten sonra özellikle Karadeniz’de balığı çok severek tüketiyorlar. Osmanlı sarayı dışında, halkın mutfaklarında balık yemekleri var mı diye düşündüm ve bugün sizlerle, yöresel balık lezzetleri paylaşmak istedim. Elbette hepimiz Karadeniz’in bu konudaki başatlığını biliyoruz. Çok eski tarihlerde Mezopotamya’da elli farklı balık çeşidinin yendiğini kaynaklardan öğreniyoruz. Hatta pazarlarda balık satıcıları da bulunmaktaymış. Balıklar tıpkı bugün olduğu gibi ızgara ile, kızartılarak veya haşlanarak tüketilmekteymiş. Geçmiş yazılardan hatırlarsanız, dünyanın en eski yerleşimi olan Celile yakınlarındaki Ohalo II Kazı Alanı’nda eskiden yaşamış insanların balık tuttuğu ve yediğine dair kanıtlar bulunmuştu. Hititler’in de balık tükettiğini biliyoruz. Bir dönem kırmızı etin hakimiyeti olsa da bugün yine balıklar daha çok hayatımızda, mutfağımızda bulunuyor. Peki bir balığın sağlıklı olduğunu nasıl anlayabiliriz? Her şeyden önce donuk olmadığından emin olmalıyız. Sert ve diri, parlak görünüyor olmalı. Pulları dökülmeye başlamış ve derisi, gözleri matlaşmış balık taze olmadığı için sağlığa zararlı da olabiliyor. ilk işaret her zaman kokusu elbette. Tezgahtan buram buram deniz kokusu almıyorsak, balıklar kendine has kokusunu yitirmişse, tercih etmemeliyiz. Çoğumuzun bildiği “Balık ve yoğurt bir arada yenmez” inancı da buradan geliyor aslında. Bozuk balık ile ekşi yoğurt birleştiğinde sonuç çok kötü olabiliyor. Bu yüzden yediklerimizin doğallığına ve tazeliğine özen gösterelim. Bugün Karadeniz’in hepimizin bildiği güzel balık yemeklerinden farklı olarak Ege’ye inelim ve Egeli tarifler paylaşalım istiyorum. Sağlıklı, mutlu pazarlar dilerim. Ekşili balık (Muğla)MALZEMELER: 1 adet mercan balığı3-4 diş taze sarımsak 1 yemek kaşığı salça1 yemek kaşığı unBir fiske tuzBir çay kaşığı karabiber ½ çay bardağı kızartmak için sıvıyağ½ limonAyrıca, balığı bulamak için unYAPILIŞI: Balığı temizleyip yıkayalım, tuzlayıp yarım saat bekletelim. Bir tavada sıvı yağı kızdıralım. Balığı unlayalım ve yağda kızartalım. Tavadaki fazla sıvı yağı alalım. Kalan az yağda bir yemek kaşığı unu kavuralım. Üzerine salçayı ekleyelim, kavuralım. Az miktarda su ekleyerek sos yapalım. Sarımsakları doğrayıp ilave edelim. Tuz ve karabiber ekleyelim. Pişirdiğimiz balığı sosun içinde bir taşım kaynatalım. Ocağı kapatır kapatmaz limon suyunu ilave edelim. Afiyet olsun.Lüfer pilavı (Çanakkale)MALZEMELER: 2 adet lüfer3 su bardağı pirinç1 adet iri soğan1 tatlı kaşığı nane5 adet defne yaprağı1 tatlı kaşığı karabiber1 çay kaşığı tuz2 su bardağı ayçiçeği yağı3 su bardağı suYAPILIŞI: Lüferleri temizleyip yıkayalım, yağda kızartalım. Soğanı çok ince doğrayalım. Yağda kavuralım ve üzerine su ve tuz ilave edelim. Pirinci yıkayalım. Su kaynamaya başlayınca yıkanmış pirinçleri atalım, tencerenin altını kısıp, kapağı kapatalım. Su yarı yarıya azalınca balıkları ekleyelim ve su tamamen çekilene kadar pişirmeye kısık ateşte devam edelim. En son nane, defne yaprağı, karabiber ilave edelim. Tencerenin kapağını kapatıp demlendirelim. Dinlenmiş pilavı servise alalım. Afiyet olsun.Babam Osmanlı subayıydı: Mezarım bu topraklarda olsun istiyorumSuriye’nin eski Cumhurbaşkanlarından Mareşal Hasan Hüsnü Zaim’in kızı Nevine Zaim bir süredir İstanbul’da yaşıyor. Anne ve baba tarafının Türk olduğunu ve çocukluğunun Adapazarı ve İstanbul’da akrabalarının yanında geçtiğini söyleyen Zaim, “Babam Osmanlı subayıydı. Mezarım bu topraklarda olsun. Ana yurdumda, ay yıldızın altında öleyim istiyorum” diyor.Esnaf lokantaları ‘zincir’e direniyorDışarıda yemek denince akla ilk gelen mekanlardır esnaf lokantaları. Geleneksel yemekleri, belki eski tadı kalmasa bile adıyla yiyebileceğiniz uğrak noktaları bunlar. İşçilere, çalışanlara, müdavimlerine kabarık fatura çıkarmazlar. Genellikle küçük işletmeler olmalarına rağmen mümkün mertebe geniş bir menü yelpazesine sahiptirler.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir