Hüseyin Eroğlu Türk futbolunu değerlendirdi: Çare transfer değil

Hüseyin Eroğlu Türk futbolunu değerlendirdi: Çare transfer değil

yazar:

kategori:

Türk futbolunun başarılı isimlerinden Hüseyin Eroğlu ile ligimize verilen arada  ligin ilk ayı ve Avrupa Kupaları’nda geçirdiğimiz bir aylık süreci değerlendirdik… Avrupa Kupalarından çıkan dersler5 temsilcimiz de kadro değeri kadro değeri açısından kendilerinden çok daha geride olan rakiplerle oynadık. Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor maalesef başlangıç hedeflerini yakalayamadı… Çünkü, çoğunluk 2 aylık tatil sürecini iyi kullanamadı ve konsantrasyon hala transferdeydi! – Çare transfer değil!Sezon başı milli takımlarda olan oyuncular haklı bir mazeret olabilir, bir iki bölgeye transfer ihtiyacı olabilir. Ama elendiğimiz takımlar bizden çok daha düşük bütçeli… Onlar bizim karşımıza derbini çok daha iyi çalışmış, kurgusunu ezberletmiş şekilde çıkarak fark yarattılar. Avrupa Kupaları’nda rakiplerimiz hatayı değerlendirip, deyim yerindeyse cezayı kesiyor, sistemli, saha içi farklı organizasyonları ve planlı oyunlarıyla turu geçiyorlar, bu da bize önemli bir mesaj… Dilerim, Avrupa Ligi ve Konferans Ligi’nde aynı felsefede olmayız… – Nasıl çalışırsan öyle oynarsınSadece ülkemiz için söylemiyorum, “Nasıl çalışırsanız öyle oynarsınız” Sahada gördüğünüz hiçbir şey tesadüf değildir. Bizim özellikle sezon başından itibaren bu bilinçle çalışmamız ve bir kulüp oyun kültürü oluşturmamız şart. Bir planlama dahilinde her sene gelişen, belki birkaç takviye ile daha da iyi oyunlar oynayan takımlarımız olmalı… – Avrupalılar neden hazır?Biz neden hazır değiliz… Avrupalı rakiplerimiz sezona hazır başlıyorsa, biz de hazır olmalıyız. Lig takvimi, Avrupa kupası takvimi her şey belli. Bir teknik direktör olarak kendimi de dahil ederek söylüyorum transferler gerçekleşmemiş olsa bile lig tatile girdikten sonraki süreyi en iyi şekilde değerlendirmeliyiz ve eldeki oyuncularla sezona hazır girmeyi başarabilmeliyiz. Bu iş transferle olmaz…- Tempo ve oyun süresi muhakkak artmalıBu kadar büyük bir ekonominin olduğu sektörde bunlar olmamalı diye düşünüyorum.Baktığımız zaman Beşiktaş dışında genç oyuncusuna süre veren takımımız da neredeyse yok… Kendi kalitelerine ve kadro maliyetine yakışır oyun yok… Sürekli bir transfer talebi var… Sürekli transfer yaparak yaşamanın her kulübü ne kadar borç batağına soktuğunu da görüyoruz. – Hakem ve teknik adamların sorumluluğu büyükBir yandan da tüm liglerimizde topun oyunda kalma süresi ve tempo çok düşük. Takımlarımızın ilerleyen etaplarda zorlanmasının sebeplerinden biri de bu. Bunu sadece teknik direktörler düzeltemez. Hakemler de bu yönde zorlayıcı olmalı.. Zaman geçiren. sakatlanma numarası yapanlara, taktik fauller yapanlara asla kayıtsız kalmamalı…Teklifleri değerlendiriyorumSamsunspor’da yaşadığımız şampiyonluğu unutmamız mümkün değil… 12 Nisan’da açık arayla ipi göğüslemiş ve kentin 11 yıllık özleme son vermiştik. Güçlü oyun felsefemiz, sistemimiz, iletişimdeki başarımız bizi hep güçlü kılmıştı. Süper Lig’in ilk 5 haftasındaki zorlu fikstüre rağmen bize karşı biraz sabırlı olunsa Samsunspor ile farklı bir yolculuğumuz olurdu. Yarışmacı, yetiştirici ve geliştirici teknik adam olarak ekibimizle her an göreve başlayacak gibi hazırız. TFF ile Genç Milli Takımlar koordinatörlüğü için görüşülmüş, her konuda anlaşılmış, ama futbolun o zamanki iklimi nedeniyle hayata geçirilememişti. Geçen hafta yurt dışından teklifler aldık, değerlendiriyoruz. Ülkemizde de hem Süper Lig, hem de 1.Lig’den dolaylı haberler geliyor. Sistemle şampiyonluğa koşulacağına inanan bir kulüple yol almayı düşünüyorum. 


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir