Kültür ve Turizm Bakanlığı, Ankara Resim ve Heykel Müzesi’nin kapılarını Hürriyet’e açtı. Birinci Ulusal Mimarlık Dönemi’nin en görkemli yapılarından biri olan tarihi binada resim, heykel, seramik, özgün baskı, fotoğraf, karikatür, Türk süsleme sanatı ve etnografik eser alanlarında toplam 3 bin 636 adet eser bulunuyor. Bu eserlerin şu anda 232’si sergileniyor. Depolarda yer alan önemli eserlere ise müzenin geçici sergi salonlarında düzenlenen sergilerde yer veriliyor. 1976 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’ndan teslim alınan eserler, müze koleksiyonunun ilk parçalarını oluşturuyor. Müze koleksiyonu; devlet resim ve heykel sergilerinde ödül alan, kamu kurumu ve kuruluşlardan devredilen, satın alma ve bağışlar yoluyla müzeye getirilen eserlerden oluşuyor.ATA’NIN KOLTUĞUNA KİMSE OTURTULMADIMüzenin önemli salonlarından biri ise geleneksel motiflerle bezeli görkemli Türk Ocağı Konser Salonu. Burası Cumhuriyet dönemindeki ilk konser, ilk opera gösterisi ve ilk tiyatro oyununun sahnelendiği 400 kişilik bir kültür merkezi. İlk Türk Operası Ahmet Adnan Saygun’un ‘Özsoy’u da 1934 yılında ilk kez bu binada sahnelendi.Opera, Atatürk’ün isteği üzerine Türkiye’yi ziyaret edecek olan İran Şahı Rıza Şah Pehlevi onuruna sahnelendi. Özsoy, Firdevsi’nin Şahname’sinden yola çıkarak Türk ve İran halklarının karşılıklı ilişkilerine tarihsel ve lirik bir gönderme olarak biliniyor. Atatürk’ün 1934’te İran Şahı Pehlevi ile ilk Türk Operası “Özsoy”u izlediği locasının kilitli kapıları da Hürriyet’e açıldı. Atatürk’ün portresinin bulunduğu kapının üzerinde Cumhurbaşkanlığı forsu da yer alıyor. Atatürk’ün locasının olduğu gibi korunduğu görülürken, Atatürk’ün koltuğuna da kimsenin oturtulmadığı vurgulandı.DÖNEMİNİN EN GÖRKEMLİ YAPILARINDAN Müze Uzmanı Güler Dişbudak, binanın tarihçesi ile ilgili de şu detayları paylaştı: “Birinci Ulusal Mimarlık Dönemi’nin en görkemli yapılarından biri. Türk Ocakları Merkez Binası olarak adlandırılıyor. Türk Ocakları’nın tek çatı altında toplanması düşüncesiyle inşa edildi. 1926 yılında bir proje yarışması düzenlendi ve yarışmada Mimar Arif Hikmet Koyunoğlu’nun projesi birinci oldu. 1927-1930 yılları arasında ‘Türk Ocakları Merkez Binası’ olarak inşa edilen yapı, 1975 yılında Resim ve Heykel Müzesi yapılmak üzere Kültür Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’ne devredildi. 1980 yılında müze olarak ziyarete açıldı. Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Buradan ayrılmayı istemiyorum. Yapan eller sağ olsun’ diyerek bahsettiği tezyinatlarla süslü Türk Salonu, geleneksel motiflerle bezeli görkemli Türk Ocağı Konser Salonu ve modern yöntemlerle sergilenen paha biçilmez eserlerin yer aldığı Ankara Resim ve Heykel Müzesi, birçok ilke de ev sahipliği yaptı. İlk ‘Türk Tarih Kongresi’ (1931) bu binada yapıldı ve İlk Türk Operası ‘Özsoy’ (1934) ilk kez bu binada sahnelendi.”‘SİLAH TACİRİ’NE ÖZEL KORUMAGüler Dişbudak, eserlerin korunmasına ilişkin alınan önlemleri ve gösterilen ilgiyi de şöyle anlattı: “Müze koleksiyonunda yer alan ancak teşhir salonlarında sergilenemeyen eserler, yüksek güvenlikli, akıllı elektromekanik depolar içerisinde korunuyor. Osman Hamdi Bey’in ‘Silah Taciri’ ziyaretçilerin en yoğun ilgi gösterdiği eserlerden biri. Müze koleksiyonunda yer alan tüm eserler gibi Osman Hamdi Bey’in eserleri de belirli periyotlarla restoratörler ve alan uzmanları tarafından kontrol ediliyor. Rutin titiz temizlikleri yapılırken, esere doğrudan temas etmeyen aydınlatma sistemi kullanılıyor ve esere dokunmayı engelleyen bariyerler bulunuyor. Fikret Mualla Saygı’ya ait resimler de müzemizin başyapıtları arasında. Sanatçının Paris’teki atölyesinden seçilerek alındı.”EN ÇOK İLGİ GÖSTERİLEN 10 ESER Müzenin uzmanlarından ressam Güler Dişbudak, geçen yıl 104 bin 373 sanatseverin ziyaret ettiği müzede, ziyaretçilerin en çok ilgi gösterdiği 10 eseri Hürriyet için şöyle sıraladı:- Şeker Ahmet Paşa – Manzara: İlk dönemin etkilerini taşıyor. Asker ressamlar arasında en çok ilgi gösterilen sanatçılardan.- Şevket Dağ – Ayasofya: Dönemin en önemli enteriyör (iç mekân) sanatçılarının başında geliyor.- Osman Hamdi Bey – Seyfi-i Katı (Keskin Kılıç): ‘Silah Taciri’ olarak da adlandırılan eseri, oryantalist dönemin en belirgin özelliklerini taşıyor.- Abdülmecid Efendi – Haremde Goethe (Mütalaa): Son Halife’nin saray kültürünü yansıttığı eserlerinden.- Hoca Ali Rıza – Manzara: Hoca Ali Rıza, 1914 kuşağının hocası. ‘Manzara’ adlı eseri yapmış olduğu eserler içerisinde en büyük boyuttaki eseri.- Halil Paşa – Yalılar: Empresyonist (izlenimci) dönemin önemli özelliklerini taşıyor. Sanatçı kendinin ve komşularının yalılarını resmetmiş.- İbrahim Çallı – Kurtuluş Savaşında Zeybekler: Yakınlarını savaşa uğurlayan kadınları ve atlarını hazırlayan zeybekleri anlatıyor.- Ali Avni Çelebi – Kelebek Yakalayanlar: Dışavurumcu dönemin en önemli eserleri arasında. – Fikret Mualla Saygı – Balon Satan Kadın: Paris sokaklarını ve günlük yaşamdan konuları ele alıyor.- Devrim Erbil – Anadolu Çeşitlemeleri: Sanatçı eserde minyatüre benzer bir teknik kullanmış ve manzaralara yer vermiş.
Bir yanıt yazın