Kış Yanıkları: Öteki nedir berikiler iyi bilir | Yeni Şafak Kitap Eki Haberleri

Kış Yanıkları: Öteki nedir berikiler iyi bilir | Yeni Şafak Kitap Eki Haberleri

yazar:

kategori:

Servet Sena SORKUNSize genç ve dinamik bir ekibin yönettiği Fabrik Kitap’tan yeni çıkan İbrahim Aslaner’in Kış Yanıkları kitabından bahsedeceğim. Romanda, kayıp ve umut kavramları üzerinden insanın içsel çatışmaları ile dayanıklılığı sorgulanıyor.  Aslında arkeolog olan Kemal, ekmek parası uğruna yeni atandığı taşrada polislik yapan umut dolu ama tecrübesiz bir adamdır. (Cüneyt Arkın’ın Akrep Yuvası filminde canlandırdığı polis karakterini hatırlatır.) Bir yandan da kasabanın çeşitli sırları ve görünmez zulümleri içinde barındıran karmaşık dokusuna alışmaya çalışır. Ancak bir süre sonra rüya ile gerçeklik arasında git gel yaşamaya başlar. Eser; kasabadaki hadiseleri, karakterlerin içsel mücadelelerini, ideolojik farklılıkları, geleneksel ve toplumsal gerilimleri, ön plana çıkarttığı sekiz karakter üzerinden mercek altına almaktadır. Kemal’in kitabın başından itibaren iletişimde olduğu sevgilisi Sinem İstanbul’da yaşamaktadır. Cemile ise kasabanın en çok okuyan on sekizlik kızıdır, ailesini kaybetmiştir, kasabalı erkekler tarafından taciz edilmektedir. Kasabalı bu durumdan haberdar olsa da herkes hiçbir şey olmamışçasına yaşamaya devam eder. Ta ki o kötülük şekil değiştirerek kendilerini bulana kadar. Cemile’nin kardeşi İsmail, kasaba çetesinin lideri Müslüm’ün elindedir. Hz. İsmail, kadim kıssada bir kurbandır, romandaki İsmail de kasabanın kimsesiz çocuklarıyla beraber bir kurbana dönüşecektir. Sinem kavga ettiği sevgilisi ile barışmak için kasabayı ziyarete geldiğinde, Kemal’in gözlerinde Cemile’ye dair bir ışık yakalar. Cemile ve Kemal’in arasında Sinem’in tarif edemediği bir enerji vardır. Bu enerji kasabanın derinliklerinde yatan tehlikeleri gün yüzüne çıkartır. Tüm bunlara rağmen Sinem, tacizleri görmezden gelmeyip Cemile’ye yardım etmek ister. Cemile bu yardımı anlamlandıramaz. Yazar bu noktada iki karakter üzerinden feminist eleştirisini yöneltir: Sinem, şehirlidir. Feminist savı şehirde, sol yapılar üzerinden tasarlanır. Fakat gerçek şudur ki; taşrada feminist varoluşu tamamlamak kolay değildir. Bir diğer önemli karakter Serap’ın kocası Müslüm ise çete lideri olmanın yanı sıra ayakları olmayan bir engellidir. Romanın ilk bölümlerinde hüznü simgeleyen karakter, eserin ortalarında keyifli jazz şarkıları dinleyerek okuyucuyu ters köşe eder. Müslüm travmalarıyla mücadele etmeye çalışsa da içindeki karanlık tarafa hâkim olamaz. Psikanalitik eleştiri bu noktada kendini gösterir. Serap, Müslüm’ün uyguladığı şiddetten kaçmayı başarır fakat aile evine döndüğünde babası kendisini kabul etmez, onu cehenneme yani Müslüm’ün evine geri gönderir. Bu durum, Serap’ı, Müslüm ile yaşamayı kabullenmeye mecbur bırakır. Feminist eleştiri Serap karakteri üzerinden de işlenmeye devam eder. Romanda ön plana çıkarılan alkolik doktor, yazarın kendi şahsından yola çıkarak kurguladığı edebiyat öğretmeni İbrahim, karakol müdürü ve gizemli hareketleriyle dikkat çeken Hurşit gibi birçok karakter ayrıca incelenerek her biri üzerinden eleştirel okumalar yapılabilir. Geniş yelpazede sunulan karakterlerin yalnızca biri ön plana çıkarılmadan hepsinin hikayesine ayrı değer atfedilmiş ve feminist, marksist bakış açıları vasıtasıyla toplumsal eleştiri ustaca yoğrulmuştur.  Bu kasaba hikayesi; karakterlerinin yaşamlarını aydınlatmakla kalmayıp, okurları da iç dünyalarında umutla karanlık arasındaki yolculuğa, oradan da umudun ışığıyla karşılaştırmaya niyet ediyor. Hikâyeyi okurken adeta yüzünüzü isli bir soğuk kesiyor ve alışılagelmiş toplumsal normların farkına varılıyor. Eser bir yolda başlayıp başka bir yolda sürpriz bir şekilde son bulurken, yazar, aslında yolun hiçbir zaman bitmeyeceğini, sadece değişeceğini anlatıyor. Keyifli okumalar.Derdimiz kalıcı işler yapmakVakıfbank Kültür Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Demirli, akademisyenlikle yayıncılığın ortak noktasının bilgi olduğunu söylüyor. Kitapların büyük çoğunluğunu yayınlanmadan önce okuduğunu dile getiren Demirli, “Derdimiz kalıcı işler yapmak” diyor.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir