Kitabı en baştan tekrar okudum | Yeni Şafak Kitap Eki Haberleri

Kitabı en baştan tekrar okudum | Yeni Şafak Kitap Eki Haberleri

yazar:

kategori:

Anıl İbrahim Bakırcı’nın ilk kitabı Üçüncü Cihan Harbi Sonrası Bazı Nasılsınlar Ketebe Yayınları etiketiyle çıktı. Bakırcı, “Çıkan ürünün ayrı bir kaderi var. Hâli ile bir kitap hüviyetine bürünen şiirlerimi daha dışardan bir gözle okuma fırsatı ediniyor insan. Böylelikle kitabı en baştan tekrar okudum” diyor.İlk eseriniz yayınlandığında neler hissettiniz?Üçüncü Cihan Harbi Sonrası Bazı Nasılsınlar isimli eser kitap formatında yayınlanmış olan ilk eserim. Esasında ilk kitabımın yayınlanmış olduğunu gördüğümde yaşadığım duygu beni ilk şiirimin yayınlandığı 2013 yılının Kasım ayına götürdü. İlk şiirim Hece dergisinde yayımlandığında üniversite ikinci sınıf öğrencisi idim. Tam on yıl sonra yine bir Kasım ayında ilk şiir kitabım yayınlandı. Kitabın yayınlandığını gördüğümde o günlere gittim. Bu iki benzer an arasındaki on yılı düşündüm. Pek tabii bu düşünce geçen on yılın kısa bir muhasebesi ve emeğinin somut bir hâli olarak kitabımı görmekle bir tebessüme evrildi.Kitabınızı elinize alınca ilk olarak ne yaptınız?Kitabı elime aldığımda öncelikle kitabın tasarımına baktım. Genelde okuduğum ya da çalıştığım kitaplarda da tasarıma odaklanan birisi değilim. Bu sebeple yazar olarak daha pasif kaldığım bu hususiyetlere odaklandığımı söyleyebilirim. Ketebe’nin bu noktada da yayıncılık bakımından özel bir yerde olduğunu düşünüyorum. Pek tabii bununla birlikte şiirleri kitap olarak görmek şairden bir bağımsızlaşma hâlini de ifade ediyor. Sonuçta çıkan ürünün ayrı bir kaderi var. Hâli ile bir kitap hüviyetine bürünen şiirlerimi daha dışardan bir gözle okuma fırsatı ediniyor insan. Böylelikle kitabı en baştan tekrar okudum. Kitabınızı ilk kime imzaladınız?Bu soruyu ilk kime ve kimlere şeklinde tashih edersek zannediyorum daha yerinde bir cevap verebileceğim. Kitabın baskısı bir haftada tükendi. Sağ olsunlar dostlarım ve edebiyat severler ilgi gösterdiler. Bu sebeple sosyal hayatım bir hafta boyunca bir kitap imza haftasına dönüştü. Kitabımı ilk olarak aile fertlerim ve kıymetli dostum hukukçu Avni Özbay’a ve ailesine imzaladım. ANNEMİN PAYI BÜYÜKYazmaya nasıl başladınız?İlkokul öğretmenimiz Neslihan Civelek hanımefendi sanat dallarına karşı duyarlı bir öğretmendi. Devlet tiyatrolarından bir tiyatro oyuncusu bizlere haftalık drama dersleri veriyordu. Bu derslerin etkisi ve tiyatroya olan merakımdan ötürü ufak skeçler yazmaya ilkokulda başlamıştım. Bu küçük hikâyeler ve skeçler bende hâlâ mevcut. Pek tabii bunların yanında şiir formatında metinler de yazmaya çalışıyordum. Akabinde ortaokul yıllarında kompozisyon yazımı bizim müfredatımızda önemli bir yer tutmakta idi. Bu hususta da annemin çok büyük bir payı mevcuttur. Annem ile Arif Hikmet Par’ın Planlı Yazma Sanatı isimli kitabını çalışırdık. Acaba bugün bu güzide metne müracaat eden ya da ettirilen çocuk yaşta öğrenciler var mıdır, bilemiyorum. Kitap planlı yazma anlamında hemen hemen bütün temel gereklilikleri öğretici bir metindi. O çalışmalarımızın yazı hayatımda rolü oldukça büyüktür. Bunlarla birlikte titiz bir okuma hayatı ile disiplinli bir yazı hayatının madalyonun iki yüzü gibi olduğunu düşünüyorum. Bu anlamda ilkokul ve ortaokul yıllarım tarih ve özellikle klasik metinler bakımından edebiyat okumaları ile geçti. Lise döneminde ise bu okumaların yanına nispeten siyasi ve felsefi okumalar eklendi. Hukuk fakültesine başlamam ile birlikte ise kendimi yazılı bir şekilde ifade etmek hususunda hukuki bir yazımın nasıl gerçekleştirileceğini öğrendim. Gece mi yazarsınız, gündüz mü?Günümüz şiirinde hiçbir şiirin irticalen yazıldığını düşünmüyorum. Pek tabii ilham meselesine itibar eden bir insanım ancak ilhamla ya da irticalen yazılan bir şiir var dersek bugün için çok da gerçekçi olmaz zannediyorum. Bu bakımdan yazma fiilini şiir bakımından anlarsak ben her şiirin kendine özgü zaman ve mekanları olduğu kanaatindeyim. Zira her şiire hakim bir dil ve duygu durumu mevcuttur. Bunları aynı zamanda tema tamamlar. Hâli ile o şiiri belli bir zaman periyodunda yazmaktan ziyade o şiirin şairinin içinde belli bir dönem yaşadığını söylemek benim için daha doğru olur. Bu bakımdan gece ya da gündüz cevabını vermek güç ancak kağıda dökmek hususunda gece gündüze baskındır hiç şüphesiz. Defter mi, bilgisayar mı?Bu soruyu edebiyat çalışmalarım bakımından defter, akademik çalışmalarım bakımınan bilgisayar şeklinde cevaplayabilirim.Derdimiz kalıcı işler yapmakVakıfbank Kültür Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Demirli, akademisyenlikle yayıncılığın ortak noktasının bilgi olduğunu söylüyor. Kitapların büyük çoğunluğunu yayınlanmadan önce okuduğunu dile getiren Demirli, “Derdimiz kalıcı işler yapmak” diyor.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir