Kitap ekleri bizim okuma haritamız | Yeni Şafak Kitap Eki Haberleri

Kitap ekleri bizim okuma haritamız | Yeni Şafak Kitap Eki Haberleri

yazar:

kategori:

LATİFE BEYZA TURGUTBu ay Yeni Şafak Kitap’ın 200. sayısını siz değerli okurlarımızla buluşturmanın kıvancı içerisindeyiz. Uzun soluklu yayın hayatında Yeni Şafak Kitap ekinin yakın takipçisi çok değerli isimler de bu sayıda sevincimizi bizimle paylaşıyor. Mertol Tulum, Mustafa Kara, Mustafa Ağırman, Mustafa Tahralı, Beşir Atalay, Ahmet Sarı, Cihan Aktaş, Beşir Ayvazoğlu, Necip Tosun, Adnan Özer, Görkem Yeltan, Taner Ay, Yusuf Temizcan ve Kadir Yılmaz kitap eklerinin toplumda okuma kültürünü oluşturmadaki etkilerini anlatıyor ve takipçisi oldukları Yeni Şafak Kitap’ın 200 sayılık serüvenini sizler için değerlendiriyor.İlk sayısından bugüne yayıncılar arasında ayrım gözetmeden, nitelikli kitapları bulup öne çıkarmaya devam eden Yeni Şafak Kitap ekinde bahsi geçen kitaplar kadar, yazarlar ve eleştirmenler arasında da her sayımızda olduğu gibi bu yazımızda da çok sesliliğe yer vermeye özen gösterdik. Her biri farklı fikir dünyasına sahip, farklı mecralarda yayın yapan ya da farklı mecraların sıkı takipçisi olan yazar, akademisyen ve eleştirmenlere “Toplumda okuma kültürünü oluşturmada gazetelerdeki kitap tanıtımları, yazı ve eleştirileri ve kitap eklerinin ne kadar etkili oluyor?” sorusunu sorduk.DEĞERLİ KİTAPLAR VİTRİNDEŞu an elinizde tuttuğunuz ekimiz, ilk günden bugüne hem yeni kitapların tanıtımı için hem de yazı serüvenine ilk adımı atan yazarlar için geniş bir imkân sunuyor. Her geçen gün kitap sayısını artıran yayınevlerinin değerli kitaplarını vitrinine taşıyor. Böylece kitabın peşine düşenler kadar, tevafuken kendisi ile karşılaşanları da içine çekiyor. Gazete okurunun kitap ekleriyle kurduğu bağlantıyı uzun yıllardır farklı mecralarda kitaplar hakkında yazılar yazan öykücü ve inceleme yazarı Necip Tosun, “Bir gazete aldığında gazete okuru, kitap tanıtımlarıyla karşılaşır. Onu kitap okuru yapabilir mi kuşkusuz bilinmez ama ona en azından bir seçenek sunar” cümlesiyle özetliyor. “İnsanlar iyi kitaplar okumak istiyor” diyen editör Kadir Yılmaz ise etraflarında danışabilecek kimseyi bulamayanlara iyi kitapla buluşturmanın alternatif yollarından biri olan gazete ve dergilerin kitap eklerini işaret ediyor. Kitapları, kitap meraklılarını bir araya getiren yayınımız yalnızca gazete okurlarına ulaşmıyor. Günlük gazete okumasa da her ayın 15’inde kitap kokusunu takip edip bayiye koşan isimler var. Kendisini 40 yıllık bir “tiryaki” olarak niteleyen Prof. Dr. Mustafa Kara, “Hafta içinde gazete almayıp sadece kitap ekinin verildiği gün gazete alan okuyan insanlar tanıyorum” diyor. Uzun zamandır Karar gazetesinde kitap tanıtımları yazan yazar Taner Ay, aynı zamanda beğenerek takip ettiği kitap tanıtımlarının Karar gazetesinde yer aldığının altını önemle çiziyor ancak aynı zamanda farklı fikir dünyasını temsil eden her gazetenin eklerini de ilgiyle takip ediyor. Mustafa Tahralı ise kendi alanları tasavvuf ve musikiye dair gizli ya da kenarda kalmış pek çok eser verildiğini, okurun hepsinden haberdar olmasının mümkün olmadığını belirterek, bu anlamda kitap eklerinin bir aracı olduğunu söylüyor. Mertol Tulum da “Kitap incelemelerinin şahsi görüşler katmadan objektif bir şekilde yapılması gerekir. Bu anlamda Yeni Şafak Kitap önemli bir boşluğu doldurdu” cümleleriyle konuyu yorumluyor. Mustafa Ağırman, “Toplumda okuma kültürünü geliştirmede birinci görev kitabındır. Çünkü kitap öznedir. Ama kitabı tanıtma konusunda gazeteler büyük fonksiyonu icra ederler” derken Okur Kitap Dergisi editörü Yusuf Temizcan,“Kitap ekleri ve kitap alanında yayın yapan alan dergileri, bloglar, youtube kanalları gibi mecralar hep birlikte okuma kültürünü destekliyor” açıklamasını yapıyor. Ek olarak Adnan Özer ise yeni yayıncılık anlayışının kitap eklerinin en önemli işlevlerinden biri olan eleştiri ve yorumlara yeterince yer vermemesini eliştiriyor.AYIN KİTAPLARI BİR ARADAEdebiyatta eleştiri hele de kitap eleştirisini bıçak sırtı bir konu olarak ele alan Yazar Ahmet Sarı, konuya farklı bir açıdan yaklaşarak şunları ifade ediyor: “Bu alanda kimseyi mutlu etmek mümkün değildir. Buna rağmen yeni çıkan ya da eskiden okurun gözden kaçırdığı kitapların tanıtılması, okunmasının sağlanması; güzel dosyalarla okurun bilinçlendirilmesi, yayınlanmış kitapların kitap eleştirmenleri nazarında olumlu olumsuz yerleri ve bunların yazıya dökülmesi değer verdiğim şeylerdendir.” Düzenli olarak dört farklı kitap ekini takip eden Beşir Atalay da bir kitap ekinin o ayın değerli tüm kitaplarını bir arada sunması gerektiğini söylüyor. Çeşitli gazetelerde kültür sayfalarını yönetmiş bir isim olan Beşir Ayvazoğlu ise eklerin ve gazete kültür sayfalarının tek tek kapandığı bir dönemde Yeni Şafak Kitap’ın yoluna kararlı ve ısrarlı bir şekilde devam etmesini tavsiye ediyor.Kıymetli yazar ve editörlerin kitap ekleri için önerileri de var. Kitap eklerine bir sosyal sorumluluk daha eklenebileceği önerisini veren yazar Cihan Aktaş, “Yazarların yaşadığı veya eserlerinde yer verdiği mekânlar üzerine yazılar yazdırılarak, koruma altına alınmaları yönünde kampanyalar düzenlenebilir” ifadelerini kullanıyor. Çocuk kitapları ve edebiyatı özelinde kitap eklerini değerlendiren Görkem Yeltan ise, kitap eklerinin özellikle uluslararası dillerde çıkan ve henüz Türkçeye çevrilmeyen kitaplardan bir içerik sunulmadığının altını çiziyor ve “Japonya’daki, Çin’deki, Almanya’daki, Fransa’daki, İtalya’daki yazarlar çizerler konusunda biz Türkçe’ye çevrilmediği sürece bilgi sahibi olamıyoruz. Köşeler bu anlamda zenginleşebilir” önerisinde bulunuyor.Necip Tosun: Gazete okuruna kitaplardan haber veriyor“Gazete okuru, bir gazeteyi günlük iç ve dış olaylardan haberdar olmak için alır. Dolayısıyla edebiyat-sanat-kültür onun gazeteden beklentileri içinde değildir. Ama gazete çok yüksek bir okur kitlesine ulaşan yayın organıdır. Bu anlamda edebiyat-sanat-kültürün her alandan dışlandığı bir dönemde, gazetelerin kitap ekleri vermesi her açıdan oldukça değerli” ifadelerinde bulunan Necip Tosun, kitap eklerinin bir dergi olmadığı için özellikle “gazete okuru”na kitaptan haberler verdiğini anlatıyor. Tosun, “Bu anlamda yayınevlerinin kitaplarının tanıtımı için bu geniş bir imkân. Bir gazete aldığında gazete okuru kitap tanıtımlarıyla karşılaşır. Onu kitap okuru yapabilir mi kuşkusuz bilinmez ama ona en azından bir seçenek sunar” diyor. Ayrıca gazete kitap eklerinin aktüaliteyi takip ettiği için aylık dergilerden daha avantajlı olduğunu söyleyen Tosun, “Elbette, kitap ekleri bir dergi değildir ve sanat edebiyat ürünleri yayınlamaz. Diğer yandan gazete eklerinden akademik tahliller de beklenmez. Bir ilk izlenim olarak eleştiriler, kitap tanıtma yazıları eklerde yer alır. Böyle de olması lazım çünkü doğrudan gazete okuruna verilen bir ektir” açıklamasını yapıyor. “Kitap ekleri yayınlarında dengeli, adil, kapsayıcı bir yayın izlemeli. Tek bir bakışın, kanonik bakışın değil, genel okurun nitelikli kitap ihtiyacına yönelik bir tutum içinde olmalı” ifadelerini kullanan Tosun, özellikle okuma kültürü oluşturabilmek için bir yayın siyaseti izlemesi gerektiğinin altını şu sözlerle çiziyor. “İyi, nitelikli kitabı öne çıkarmalı, bir tanıtım karmaşasına sebep olmamalı, her şeyin bulunduğu bir kitap çöplüğüne dönüşmemelidir. Gazete köşe yazarlığı gibi kitap ekleri köşe yazarlarına yer vermemeli, aktif, canlı bir eleştiri anlayışı gözetmeli. Yayıncının, yazarın emeklerini görmeli, nitelikli kitapları tespit edecek bir sisteme sahip olmalıdır. Kuşkusuz kitap eklerinin en önemli yönlerinden biri de yayıncılardır. Bu işin ticari boyutu var ve reklamla yürüyor bir çeşit. Ticari hayatın gerekleri yerine getirilmeli ama yayıncılar arasında ayrım gözetilmemeli, nitelikli kitaplar bulunup öne çıkarılmalıdır.” Yeni Şafak Kitap’ın çıktığından bu yana bu kaliteyi ve düzeyi tutturmuş bir yayın yaparak arşivlik yayınlara imza attığını söyleyen Tosun, “Nice sayılara…” temennisinde bulunuyor.Prof. Dr. Mertol Tulum: Yeni Şafak Kitap önemli bir boşluğu doldurduProf. Dr. Mertol Tulum “Etki sınırlarını belirlemenin yolları başka olsa da bu tür yazıların öncelikle tanıtım, içerik bilgilendirmesi açılarından çok gerekli olduğunu söylemeliyim. Her okuyucunun ilgi, eğilim ve arayışı farklı olabileceğinden dergi ve gazetelerin bu tür yazılarında öncelikli amaç tanıtım olmalıdır, diyebilirim” ifadesinde bulunan Prof. Dr. Mertol Tulum, tanıtımın bir duyuru, bir haber veriş ve yayının konusu hakkında bir ön bilgilendirme olduğunu ifade ederek, yalnızca tanıtımın yeterli sayılamayacağını açıklıyor. Tulum, “Okuyucunun sonrasında beklediği, içerik değerlendirmesi, açıkçası kitabın ilgili bulunduğu alanda yer alacağı boşluğun var olup olmadığı ile varsa ne ve ne kadar olduğu; var olana, bilinene ne ölçüde ve ne yönlerde değer kattığının ve katacağının ölçülüp biçilmesidir. Bu, kendi görüş, düşünce ve duygu dünyasını mümkün olduğunca araya katmadan yapılması ve olması beklenen yansız bir eleştiri anlayışına dayanmalı, daha da önemlisi bunun zengin birikim, geniş bilgi ve doğru sezgi isteyen bir iş olduğu bilinmelidir” diyor. Ve böyle bir açıdan bakıldığında dergi ve gazetelerdeki nitelikli tanıtım ve eleştiri yazılarının okuma kültürünün oluşması ve gelişmesinde çok önemli bir yeri olduğunun su götürmez bir gerçek olarak altını çiziyor. “Yeni Şafak Kitap eki bu anlamda önemli bir boşluğu doldurmakta, her şeyden önce okuyucuyu yayın dünyası ile buluşturmakta, kitapseverleri yeni yayımlanan ürünlerden haberli kılmak yolunda öncülük ve kılavuzluk etmektedir. Okuma alışkanlığının edinilmesinde bu ilk adımın teşvik edici değeri yadsınamaz” ifadelerini kullanan Tulum, “Ancak yayın tanıtımı ötesi içerik tanıtımı ve gerçek değerlendirme (= eleştiri) yazılarının sayı ve ağırlığı böylesi ekler için olması beklenen niteliklerdendir. Öte yandan bu tür yazıların kitap yazarları ile eli kalem tutar şu bu tarafından değil, konuların oluşturduğu alanların uzmanları tarafından yazılması istenir ve beklenir olmalıdır. Gelecek sayılar için dileğim bu tür yazıların sayısının artmasıdır” diyor.Prof. Dr. Mustafa Kara: Sadece kitap ekinin verildiği gün gazete alan insanlar tanıyorumProf. Dr. Mustafa Kara“Okuma kültürümüz, okuma alışkanlığımız, kitap kokusu tiryakiliğimiz hangi seviyelerde seyrediyor? Bu büyük ve ayrı bir soru. Onu geçelim. Ama dergi ve gazetelerin kitap sayfalarının, yayınevlerinin çıkardığı mevkutelerin bu alana hizmet ettiğinde şüphe yok” diyen Prof. Dr. Mustafa Kara, bu yayınlara bir teşekkür borçlu olduğumuzu söylüyor. “Hafta içinde gazete almayıp sadece kitap ekinin verildiği gün gazete alan okuyan insanlar tanıyorum” ifadesinde bulunan Kara, sözlerine şöyle devam ediyor: “Kitap tanıtımı, kitap tenkitleri, ilgililerle yapılan röportajlar her zaman dikkatimi çekmiştir. Sözkonusu metinler bazan hiç bilmediğiniz detayları, konu ile ilgili farklı ilişkileri önünüze sermektedir. Bir kısmını kesip saklamışımdır, bu kırk yıllık tiryakiliğim bugün de devam etmektedir. Bazan yazılar o kadar yeterli oluyor ki kitabı almaya ihtiyaç duymuyorsunuz. Son yıllarda gelişen internet v.s gibi yollar kitaba ilgiyi azalttığı söyleniyorsa da bendenizi doğrusu ilgilendirmiyor. Çünkü o yolun yolcusu değilim.” Kara, Yeni Şafak Kitap ekinin düzenli bir takipçisi olarak 200. sayıya dair düşüncelerini ve gelecek sayılar için önerilerini ise şöyle ifade ediyor: “İlk sayıdan bugüne eki planlayan, emeği geçen, göz nuru döken yazı yazan arkadaşlara şükranlarımı arz ederim. Anadolu şehirlerinden yazı gönderenleri daha çok seviyorum. Teklif olarak şu husus aklıma geliyor: Yazarın izni alınmak şartıyla telefon ve mail adresleri yazının başında veya sonunda verilse acaba yazar-okuyucu iletişimine faydası olmaz mı? Sosyal medya ile ilişkisi olmayan benim gibi okuyucular için faydalı olur diye düşünüyorum.”Prof. Dr. Mustafa Ağırman: Kitap ekleri kitaplarla aramızda bir köprü kurarProf. Dr. Mustafa Ağırman “Toplumda okuma kültürünü geliştirmede birinci görev kitabındır. Çünkü kitap öznedir. Ama kitabı tanıtma konusunda gazeteler büyük fonksiyonu icra ederler” diyen Prof. Dr. Mustafa Ağırman, okuma kültürünü yerleştirmede gazete kitap eklerinin önemine dikkat çekiyor. Ağırman, “Gazetenin bizzat kendisi ve köşe yazısı yazan yazarlar ile çıkan kitapları topluma tanıtır. Kitaplar hakkında bilgi verir, toplumu bu konuda yönlendirirler. Kitaplarla bizim aramızda bir köprü kurarlar” diyor. Eklerin hem kitabın icra ettiği fonksiyonu hem de gazetenin icra ettiği fonksiyonu bir arada icra ettiğinden bahsediyor.“Biz yıllardan beri Yeni Şafak Kitap ekinin bu boşluğu doldurduğunu görüyoruz. Yeni Şafak Kitap eki gelmediği zaman gazete bayilerinden gidip tekrar arayıp dipten köşeden ‘Gazetemizi getirdiği zaman kitap ekini getirmediniz’ diyerek o ihtiyacımızı gideriyoruz” diyen Ağırman’ın gelecek sayılar için önerilerilerini ise şöyle sıralıyor: “Gelecek sayılar için şunları teklif edebiliriz, ben kitap ekinizi takip eden izleyen okuyan bir okuyucunuzum, bir münevver yeni tabirle bir entelektüel olarak hem kitapları hem de gazeteleri ve özellikle sizin gazetenizi günü gününe okuyorum. Kitap ekini de aylık olarak takip ediyorum. Yelpazeyi biraz daha geniş tutarsanız, yani bizi Türkiye’de çıkan bütün kitaplarla ve kitapçılarla tanıştırır, buluşturursanız çok daha iyi olur diye düşünüyorum. Elbette bunu yaparken asıl göreviniz olan, ‘bizim insanımızdan’, ‘bizim yazarlarımızdan’ bizi ayırmayın. Yani yelpazeyi genişleteceğiz derken, İslami kitaplardan, İslami yayınlardan, İslami eser ve tercümelerden bizi uzaklaştırmayın. Bu düşünce ile bu ülkede Müslümanların da sağcıların, solcuların da entelektüel ve okur yazar olan herkesin çıkardığı kitaplarla bizi buluşturursanız çok daha iyi olur diye düşünüyorum.”Cihan Aktaş: Yeni Şafak Kitap yayın dünyasına geniş bir pencereden bakıyorCihan Aktaş Yazar Cihan Aktaş, her zaman tam anlamıyla hakça değerlendirmelere göre şekillenmese de dergi ve gazetelerdeki kitap tanıtımları, yazı ve eleştirilerinin okuma yolunda ilerleyen kitapseverleri ilgilendirdiğini ve etkilediğini anlatıyor. Ancak konuya dair bir de parantez açıyor: “Şu da var ki sosyal medya bu konudaki yerleşik kabulleri sarsmış durumda. Her sosyal medya kullanıcısı aynı zamanda bir influencer marketing olma potansiyeli taşıyor, buna yönlendiriliyor. Bu ille de ticari bir kazanç için gerçekleşmeyebilir, ama ilginç yazarlardan ve çarpıcı kitaplardan söz etmek tanınırlık ve okunurluğu artırıyor. Dolayısıyla kısıtlı bir bakışla bile bir sosyal medya sayfasında gördüğümüz kitap isimleri veya kitap değerlendirme yazısı linkleri tercihleri belirlemekte ağırlık kazanmaya başladı. Her şey tıklamayla ilişkili olduğundan, ekranda övgüyle anılan kitaba ilgilisi tezlikle ulaşıyor. Şüphesiz dergi ve gazeteler de içeriklerini sosyal medyayla ulaşılacak şekilde açıyorlar okura ve benzeri bir etki oluşturuyorlar.” Okuru asıl yönlendirenin ise kütüphaneler olduğunun altını çizen Aktaş, “Evdeki kitaplık yönlendirici olur, sonrası da gelir. İyi okurun yol haritasını, zihinsel istikametine katkısı olan kitaplar çizer. Kitap kitabı, yazar yazarı gösterir. Dergi ve gazetelerdeki tanıtımlar, yazı ve eleştiriler ise hatırlatıcı olur” diyor. Aktaş, Yeni Şafak Kitap eki ekine dair düşünceleri “Yayın dünyasına geniş bir pencereden bakıyor, sınırlamıyor içeriğini; bu da ülkemizde her zaman rastlanmayan bir yaklaşım. Sadece yeni yayınlarla kalmıyor, geçmişin mirasına da eğiliyor” sözleriyle özetliyor. Önerisi ise şöyle: “Bir kitap yazarlar, okurlar ve eleştirmenlerden oluşan birkaç kişi tarafından tartışılabilir ayda bir de olsa. Kırsal bölgelerdeki okul ve kütüphanelere yönelik kitap kampanyaları düzenlenebilir. Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nden ilhamla yapıldığını Âlim Kahraman’dan öğrendiğim Tercüman binası maalesef yıkıldı. Yazarların yaşadığı veya eserlerinde yer verdiği mekânlar üzerine yazılar yazdırılarak, koruma altına alınmaları yönünde kampanyalar düzenlenebilir.”Adnan Özer: Hem edebiyatın hem de basının bir parçasıAdnan ÖzerKitap eklerinin hem basının bir parçası hem de edebiyat ortamını yansıtan bir kültür faaliyeti olduğunu ifade eden Adnan Özer, “Kitap ekleri bizde biraz geç başladı. Fasılalarla devam etti. Sektörün gelişmelerine bağlı olarak kırılmaları var” diyor. Geçmişte bu işe gerçekten gönül vermiş profesyonellerin bir kısmını tanıdığını anlatan Özer, Atilla Özkırımlı, Attila Birkiye ve Celal Üster’i bu isimler arasında sıralıyor. Mehmet Fuat’ı ise “Bir anlamda kitabın merkeziydi” diyerek anıyor. Ancak son yıllarda yayın dünyasının bir anlamda “bindiği dalı kestiğini” ifade eden Özer, şu eleştirileri sıralıyor: “Bir kere bu basının bir ayağı olması itibariyle edebiyat kanonu -ölçü ve kalite anlamında söylüyorum- topluma yansıtmak, onu korumak bakımından bunlar çok önemli dergiler bu ekler. Amma velakin, yayın dünyamız bindiği dalı kesti. Nasıl yaptı? Bu mecrada eleştiriye, kaliteli yoruma izin vermedi. Biliyorsunuz, reklam vermek meselesiyle. Burada bir kırılma olunca zincir koptu. Basının da bir suçu yok. Günlük yürütmek zorunda işini. Bizim toplumumuz basını gazete alarak ve okuyarak finanse etmiyor ki. Şimdi yeni bir orta sınıf yetişiyor ama çok geç. Arada bir kopukluk oldu. Orta sınıf kitap okur, bu eklere bakardı öyle bir kitlemiz yok. Dolayısıyla sektörle başbaşa kalındı. Geçmişte bir dönem ben de Akşam gazetesi için bir ek çıkardığım için bütün hadiselerin içerisindeydim. Tüketim toplumu işin sonunu belirledi.” Artık bu eklerden büyük bir verim alabilmenin pek mümkün olmadığını anlatan Özer, Yeni Şafak Kitap’ı tenzih ettiğini ifade ediyor ve “Yeni Şafak Kitap elinden geleni yapıyor. Yine de zor olduğunu biliyorum. Bu konuda teşvik olması lazım. Çünkü toplumla kültürü, özelinde edebiyatla bir köprü kurabilecek bu dergiler, bu platformlar, bu eklerdir. Bu da çok ciddi bir meseledir. Artık tanıtımlar firma kataloglarından hallice bir hâl aldı” diyor. Ahmet Sarı: Bu alanda kimseyi mutlu etmek mümkün değilAhmet SarıYazar Ahmet Sarı sözlerine mütefekkir ve şair Sezai Karakoç’un bir kitabından bahsederek başlıyor: “Sezai Karakoç’un Hızırla Kırk Saat’inde, 6. bölümde kâğıt endüstrisinin müthiş gerileyiş tekniği üzerine dizeler mevcuttur. İçinde bulunduğumuz zamanlarda matbuat eskisine nazaran gelişme göstermesi gerekirken nasıl da kaliteden fire verdiğini, ucuzladığını; bunun medeniyette ve incelikte, selim nazarda da bir gerileyiş olduğunu bize anlatmaya çalışır. Gutenberg galaksisinin 1455 yılında bulunmasından sonra hurufat daha hızlı bir şekilde insan zihnine uğrar oldu. Sadece kitapların basımıyla değil, kitapların yanında dergi ihtiyacı ile de bu edebi ürünlerin, kültürel ürünlerin okura ulaşması amaçlandı.” Her edebi akımın bir önceki akıma alternatif bir yeri mesken bildiğini ve bir dergiyi de kendi derdini anlatabilmek, soyut ve somut acıları varsa onları rahatça okurlara iletebilmek amacıyla çıkardığını söyleyen Sarı şunları ifade ediyor: “Okuma kültürünü oluşturmada elbette matbuatın, kitapların yanında dergilerin de payı büyüktür. Söz konusu “Feuilleton” ise, gazetelerde edebi köşeler, gazetenin kitap ekleri, ya da sadece ve sadece kitap tanıtımına, eleştirisine dönük dergiler (Virgül, Matbuat, bugünlerde Şiraze) edebiyatsever, güncel edebiyatı takip eden, bunu susuzluk addeden okurlara hizmet etmiştir.”Sarı, “Bir derginin edebiyat ekini kollayan, kırtasiyelerde ya da gazeteler nerelerde satılıyorsa oralarda aldıkları gazetenin eki olan kitap tanıtım dergileri peşine düşen okurlar bilinçli okurlardır” diyerek sözlerine devam ediyor ve şunları ekliyor: “Bu dergiler yönünü yitirmiş ya da ne okuyacağını ilk etapta bilmeyen okurlara kılavuzluk ederler. Artık online, sanal ortam ve world wide web’e geçtiğimiz, bu alanda da medeniyet oluşturduğumuz için şimdi bu dergilere erişim biraz daha kolaylaşmıştır. Bu tarz dergilerin total bir okuyucu kitlesinde bilinç oluşturduğu, faydalı olduğunu söylemek belki biraz abartı olacak ama ben biraz gazete kültürüne aşina olan okurların, gazete okuma adabını kendine şiar edinen okurların günlerce bu kitap dergilerinin peşine düştüğünü, kırtasiye kırtasiye kitap dergilerini aradıklarına şahidim. Bunlara değer verenler için bu tarz dergiler hazinedir. Edebiyatla ilgilenmeyen, okumayan, toplumda okuma kültürü oluşmamış insanlar için ise hiçbir değere sahip değildirler.”Bir dönem Virgül dergisinde kitap tanıtım yazıları yazdığını hatırlatan Sarı, Matbuat, Ayraç, Kitaphaber gibi bu alana değer vermiş dergilerin boşluğunu şimdi Şiraze dergisinin doldurduğunu ifade ediyor. Sarı şunları anlatıyor: “Bunlar elbette özü itibariyle, dergilerdir. Söz konusu bir gazetenin kitap ekiyse bu hangi ideolojiden olursa olsun, ister Cumhuriyet’in kitap eki olsun, isterse Milliyet’in, Sabah’ın, Yeni Şafak’ın kitap ekleri olsun hepsinin çok değerli bir görev üstlendiklerini söylemek isterim. Özünde eleştiri, hele de kitap eleştirisi edebiyatın en zorlu alanlarından biridir. Bir eleştirmen olarak Fethi Naci’nin kitaplarını eleştirdiği yirmiye yakın dostuyla selamı sabahı kestiğini biliyoruz. Bu alanda kimseyi mutlu etmek mümkün değildir. Buna rağmen yeni çıkan ya da eskiden okurun gözden kaçırdığı kitapların tanıtılması, okunmasının sağlanması; güzel dosyalarla okurun bilinçlendirilmesi, yayınlanmış kitapların kitap eleştirmenleri nazarında olumlu olumsuz yerleri ve bunların yazıya dökülmesi değer verdiğim şeylerdendir. Yeni Şafak Kitap ekini de bu anlamda BİZE ait bir kitap eki olarak görüyorum. Her zihniyet dünyası, her ideoloji kendine ait gazetelerde kendi çevresinin kitaplarını tanıtıyor ve objektif olamıyorsa BİZE ait bir kitap ekinin görmezden gelinen, çok değerli olmasına rağmen farklı nedenlerden kale alınmayan kitapların ya da konuların işlenmesini sağlayacağını düşünüyorum. Bu açıdan çok çok önemlidir. Gelecek sayılar için önerim Varlık Edebiyat Dergisi’nin yaptığı gibi günceli sıkı takip etmek, orijinal ve içinde bulunduğumuz zaman olarak önemli ve olmazsa olmaz sorunları konu edinmek ve güzel edebi dosyalarla da yola devam etmektir.”Taner Ay: Kitap ekini düzenli takip ediyorumTaner AyTaner Ay, kitap ekleri dediğimizde yakın geçmişe gidiyor ve bize şunları aktarıyor: “70’li yıllarda Yeni Ortam ve Cumhuriyet gazetelerindeki kitap tanıtımlarının çok etkili olduğunu anımsıyorum. Politika gazetesinin kültür sanat sayfasında da kitap tanıtımları yapılırdı ama ara sıra dengeyi kaçırıp ‘biraz TKP’nin sesi’ oluverirdi. ‘73 yılında çıkan bir Kitaplar Dergisi vardı, onun çok değerli bir teşebbüs olduğunu düşünüyorum. ‘80’li yıllarda çıkan Günümüzde Kitaplar ve son birkaç yıldır yayın hayatımızda olan Şiraze de öyleler. ‘70’li yılların Tercüman gazetesi de etkiliydi. 12 Eylül sonrasında Turhan Günay’ın yönetiminde çıkan Cumhuriyet Kitap Dergi ekini düzenli takip ettim, Turgay Fişekçi de oradan ayrılınca Cumhuriyet Kitap Dergi’nin bir lezzeti kalmadığı için okumayı bıraktım. Hürriyet gazetesinin cuma günleri çıkan ekinin kapanmasına da pek üzüldüm, hiç olmazsa Haydar Ergülen’i ve Metin Celal’i okuyordum.” Ay, günümüzdeki kültür sanat ve kitap eki yayıncılığı için ise “BirGün’ün kitap tanıtımlarında çoğu defa gereksiz bir taraftarlık hassasiyeti gösterdiği kanısındayım, oysa daha renkli olabilirdi” eleştirisini getirirken Karar’ın Kültür Sanat sayfasını çok önemsediğini Yeni Şafak’ın kitap ekini de çok severek okuduğunu sözlerine ekliyor. Yeni Şafak’ın Kitap ekini düzenli takip ettiğini ifade eden Ay, BirGün için getirdiği eleştirinin birazının Yeni Şafak için de geçerli olabileceğini söylüyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: “Bazen terazinin kefesi sağ için daha ağır çekiyor, oysa buna hiç gerek yok, sağa da sola da eşit şekilde hitap etmelidir. Bunu başaracağına da inanıyorum, çünkü Soğuk Savaş biteli epey oldu, Soğuk Savaş’ın aparatları olan sağ ve sol kavramları anlamlarını kaybedip buharlaştılar. Kadın, çocuk ve hayvan hakları, adil bir düzen, hukuka saygı, herkesin meselesi olmalı, birilerinin fikri mülkü olarak bırakılmamalı. Yeni Şafak’ın kitap ekine nice yıllar diliyorum.”Prof. Dr. Mustafa Tahralı: Şu an elimde ekte gördüğüm bir kitap varProf. Dr. Mustafa Tahralı Kitap ekinin uzun yıllardır takipçisi olduğunu söyleyen bir başka isim de Prof. Dr. Mustafa Tahralı. Kitap ekinde görüp de satın aldığı kitaplar olduğunu anlatan Tahralı, şu sıralar yine elinde kitap ekinde gördüğü Ömer Türker’in Evrim Risalesi kitabını okuyormuş: “İlgimi çeken kitapları tanıtımları veyahut reklamları olsun dikkatimi çekmişse, o konuda yazan birisi varsa onu da okuyorum. Böylece ilgilendiğim ve hatta peşine düşüp aldığım kitaplar oldu. Eskiden bir kitapçıya gittiğinizde ‘Yeni kitap var mı’ derdiniz, 3-5 kitap çıkardı. Şimdi aynı günde pek çok kitap çıkıyor. O kalabalıkta seveceğimiz kitaplar gözümüze çarpmayabilir. Onun için bu eki çok yararlı buluyorum.”Tahralı, haberdar olduğu kitap ve yazıları sadece kendine saklamıyor. Aynı alanı çalışan arkadaşları ya da bu kitaptan haberi olmalı dediği isimlerle de hem kitap ekini hem de internet adreslerini paylaşıyor: “İlgimi çeken yazıları arkadaşlarıma haber verdiğim de oluyor. Tabi o gün gazeteyi almamışlarsa günü geçmiş oluyor ama birkaç şeyi sonradan internetten bularak duyurduğum da oldu” diyor. Aynı zamanda ekte kendi alanında olan bazı çalışmaları gördükçe sevindiğini ifade eden Tahralı, “Bizim alanın bugüne kadar alan sıkıntısı Batı kültürüne açık eğitim öğretim tarzımızdan kaynaklıydı. Doğal olarak o kitapları da tanımamız lazımken bu düşünce o alanların hep kapalı kalmasına sebep oldu. Bugün yetişen kimselerimiz var, Kitapları duyurulursa o alandaki ilgiyi de görmüş olacağız” diyor. Tahralı, Yeni Şafak Kitap ekinde gördüğü bir röportaj üzerine alanıyla ilgili yazarlara ulaşmasını şöyle anlatıyor: “Safiye Şeyda Erdaş ile benim de konumu içeren bir röportaj görmüştüm. Sonrasında bahsi geçen Tekke Musikisinde Nevbe Tertibi isimli kitabı aldım. İlgilendiğim bir konuydu. Röportaj üzerinden yazarı tanımış oldum. Yazarla telefonlaştım sonra bana makalelerini gönderdi. Yani bu iletişime kapı açan sizin röportajınız oldu.” Devamlı yazan yazarlarında arasında ismen veya şahsen tanıdıkları olduğunu ve her ay “Bu ay ne tanıtmış, neler yazmış” diye merak ve ilgi duyduğunu söyleyen Tahralı, “Kitabın içine girip tanıtanlar oluyor. İmlasına, konusuna varıncaya kadar, kelimeleri doğru mu yazmış, yanlış mı yazmış? Tercüme ise tercüme de yapılan tercüme hataları… Ne yönüyle tanıtıyorsa ben hepsini faydalı olduğunu düşünüyorum. Hatta dün düşündüm, ‘Daha ayın 15’ine vakit var, kaçırmayayım’ diye” ifadesinde bulunuyor.Görkem Yeltan: Kitapları sadece Türkçeye çevirilerinden takip etmemeliyizGörkem Yeltan Kitap eklerinde yer alan eleştiri yazıları ve tanıtımlar daha çok okuru ilgilendiren, okur refleksi kazananları ilgilendiren yazılar ve eleştiriler oluyor. Tabii ki özendirici ve yönlendirici yönleri de var” diyen Görkem Yeltan, bir çocuk kitabı yazarı olarak Yeni Şafak Kitap olmak üzere tüm kitap ekleri için şu önerileri sıralıyor: “Bence Yeni Şafak gazetesinin kitap ekindeki eksikliklerden biri çocuk kitabına yönelik çalışmalar. Tanıtımlar oluyor ama çocuk kitaplarının tanıtımı üstlenen köşe yazarları olsa daha iyi olur diye düşünüyorum. Tabii ki bunun bütün kitap ekleri için gerekli olduğunu düşünüyorum. Bir başka önemli konu ise özellikle uluslararası ve henüz Türkçeye çevrilmeyen kitaplardan bir içerik sunulmuyor. O yıl uluslararası ödül kazanan kitaplar duyurulmuyor. Japonya’daki, Çin’deki, Almanya’daki, Fransa’daki, İtalya’daki yazarlar çizerler konusunda biz Türkçe’ye çevrilmediği sürece bilgi sahibi olamıyoruz. Tabii ki arkadaşlarımız çok güzel köşeler yazıyor ama köşeler bu anlamda zihinleştirilebilir.” Yazarlar olarak da kitapları sadece yayınevlerinin Türkçeye çevirilerinden takip etmemek gerektiğini ifade eden Yeltan, “Hatta köşe yazarlarımız öyle yazılar kaleme almalılar ki ya da gazetelerin ekleri öyle özendirici ya da takip edilebilecek çalışmalar yapmalar ki yayınevleri yani ilgili kişiler, bunları takip ederek. Bunları dilimize kazandırmaya çalışmalılar” açıklamasında bulunuyor. Kitap eklerinin okur yazarlar için hâlâ işlevini devam ettirdiğinin altını çizen Yeltan, bu eklerin kendi hayatındaki yerini şöyle özetliyor: “Benim alanım çocuk kitabı olduğu için çocuk kitabı özelinde konuştuğumu söyleyebilirim. Tabii ki bir yazar olarak ekleri takip etmemiz gerekiyor. Nasıl ulusal ve uluslararası festivallerden filmleri takip ediyorsak sadece Türkiye’deki değil, diğer ülkelerdeki kitap eklerini ve tanıtımlarını da takip ediyorum.” Yeltan, ülkemizde dergiler, gazeteler, buradaki makaleler, buradaki köşe yazıları ve kitap tanıtımlarının yazar olmak isteyen pek çok amatörün profesyonelleşmesi için takip edebileceği çok önemli mecralar olduğunun da altını çiziyor.Kadir Yılmaz: İnsanlar iyi kitaplar okumak istiyorKadir YılmazGeçmiş yıllarda Kitapyurdu ve Babil’de editörlük yapan ve hâlihazırda Divan Kitap’ta çalışmaya devam eden Kadir Yılmaz, kitabın her ne kadar ticari bir ürün gibi gözükse de her zaman bir üründen çok daha fazlasını vaad ettiğini ifade ediyor. “Bazen bir buzdolabı ya da tv seçerken gösterdiği hassasiyetten çok daha fazlasını kitap seçerken gösteren insanlara rastlarız. Alacağı kitapla ilgili kılı kırk yararcasına etrafa sorular soran böyle insanlar bize şunu gösteriyor: İnsanlar iyi kitaplar okumak istiyor” diyen Yılmaz, etraflarında danışabilecek kimseyi bulamayanlara iyi kitapla buluşturmanın alternatif yollarından biri olan gazete ve dergilerin kitap eklerini işaret ediyor. “Kitap ekleri hâlâ iyi kitapların tanıtıldığı, haklarında ciddi değerlendirmelerin yapıldığı mecralar olarak varlıklarını sürdürüyor. Gazete satın alan insanların oranı ne yazık ki günden güne düşse de, nitelikli okurlar ekleri büyük heves ve merakla takip ediyorlar. Kitaplarla hemhâl olmuş, onların dünyasında nefes alıp veren insanların tavsiyeleri bugün de kıymetinden bir şey kaybetmeden insanlara rehberlik etmeye devam ediyor” diyen Yılmaz, sosyal medya kullanımının yaygınlık kazanmasının ve dijital içerik üreticiliğinin hızla artmasının, insanları günlük bilgi tüketimine doğru yönelttiğinin de altını çiziyor. “Bu bağlamda, bilhassa yine yazar/editör/çevirmen gibi profesyonel okurların sosyal medya hesaplarından yaptıkları tavsiyeler dikkatle takip ediliyor. Ancak bunların hiçbiri dergi ve gazetelerin kitap eklerindeki tanıtımların derinliğine ulaşamıyor. O yüzden kitap eklerinin, yakın gelecekte de kitapların tanıtıldığı en önemli mecralar olacağını söyleyebiliriz” diyor.Uzun yıllardır takip ettiği Yeni Şafak Kitap ekinin her zaman çok sesliliğe önem vermesi ve iyi kitapları öne çıkarmasını takdir ettiğini söyleyen Yılmaz, son olarak şunları söylüyor: “Artık gelenekselleşen kitap ekini gazeteden ayrı düşünmek neredeyse imkânsız. Ekipteki isimler yıllar içinde değişse de gündemi olan, gündemle bağlantılı kitapları öne çıkaran ve Türkiye’nin birikimine yakışan bir çeşitliliğe yer veren kitap ekinin canlılığı bizleri hâlâ etkilemeye devam ediyor. Bundan sonraki süreçte, kitap ekinin dijital içeriğinin daha kolay erişilebilir ve interaktif olmasını bekliyorum. Süreç, matbu eklerin varlıklarını sürdürmeyi zorlaştırsa da dijital destekle birlikte Yeni Şafak Kitap ekinin bu hengâmeli günleri de atlatacağına inanıyorum.”Beşir Ayvazoğlu: Kültürün her alanında bir zenginlik ve üretim varBeşir AyvazoğluGazete ve dergilerde kitaplar hakkındaki tanıtma yazıları ve eleştirilerin okuma kültürünü oluşturmadaki önemli rolü –az veya çok– tartışılamaz olduğunun altını çizen Beşir Ayvazoğlu, yeni yayımlanmış kitaplardan ve yazarlarından çok zaman bu yazılar sayesinde haberdar ve fikir sahibi olunduğunu ifade ediyor. “Yazılı ve görsel medya büyük ölçüde popüler kültürün hâkimiyetine girmiş görünüyor. Hâlbuki Türkiye’de kültürün her alanında küçümsenemeyecek bir zenginlik ve üretim var” diyen Ayvazoğlu, buna rağmen kültür ve sanat adamlarından ancak popüler kültüre göz kırpar yahut bir skandala karışırlarsa söz edilmesini eleştiriyor. Ayvazoğlu, “Eserleriyle ilgilenen pek yok. Nasılsa birkaç sıradan dizide rol almış kabiliyetsiz oyunculara bile en önemli yazar ve sanatçılara gösterilenden daha fazla ilgi gösteriliyor” diyor. Gazetelerin yakın zamanlara kadar kültür sayfaları ve kitap ekleriyle kültüre az çok katkıda bulunmaya çalıştıklarını anlatan Ayvazoğlu son olarak şunları söylüyor: “Takip edebildiğim kadarıyla çoğunda artık kültür sayfası yok, kitap ekleri de azaldı. Tek tek kapanan dergiler de çok zor bir dönemden geçiyor. Yıllarca çeşitli gazetelerde kültür sayfalarını yönettiğim için gazete yöneticilerinin en ufak bir sıkıntıda ilk önce kültür ve sanat sayfalarını gözden çıkardıklarını iyi bilirim.” Bu bakımdan Yeni Şafak Kitap ekinin hâlâ direniyor olmasının çok önemli olduğunun altını çizen Ayvazoglu, ekin yoluna kararlı ve ısrarlı bir şekilde devam etmesini tavsiye ediyor.Beşir Atalay: O ayın tüm değerli kitapları bir aradaBeşir Atalay “Kitap dergilerini ve gazetelerin kitap eklerini kitap ve yayın dünyasından haberler olma açısından çok önemli görüyorum. Özellikle şu sıralarda daha sakin bir hayat içinde olduğum için yani yayın ve düşünce hayatını iyi takip etmeye çalışıyorum” diyen siyasetçi ve eski içişleri bakanı Beşir Atalay, düzenli olarak takip ettiği dört kitap ekini sıralıyor: “Bunlardan biri Hürriyet’in kitap ekiydi. Bir diğeri Cumhuriyet gazetesinin eki vardır o daha dolu ama doğrusu onlar da kendi dünyalarının dışına çok fazla çıkamazlar. Bu nedenle biraz tek yönlü bir bakıştır. Bir de Ekonomi gazetesinin var. Tabii ki o da alanı gereği ekonomi ve iş dünyasıyla ilişkili. Yeni Şafak gazetesinin kitap eki aylık da olduğu için çok daha kapsamlı ve muhtevalı bana göre.” Atalay, “Elbette kitaplardan haberdar olmak için kitapçıları gezebilirsiniz ama daha sağlıklı olan yol, kitap dergilerine ve gazetelerin kitap ekine bakmak olacaktır” ifadesinde bulunarak, sadece yazıların değil eklerde yer alan reklamların bile yönlendirici olduğunu, pek çok yayından reklamlar sayesinde haberdar olunduğunu söylüyor. Öneri olarak, haftalık veya aylık olarak okuyucu ile buluşan kitap eklerinin yayın süresi ne ise o süre içerisinde Türkiye’de çıkan değerli tüm kitaplara bir arada sunması gerektiğini söyleyen Atalay, “Hâlihazırdaki kitap eklerinin penceresinin daha da genişletilmesi iyi olur. Mutlaka değerli olan kitapları görüşüne bakmadan nereden olursa olsun vermek lazım. Çünkü kitap çok değerli bir şey bu nedenle bir değeri varsa kitabın bakış yönüne değil de kitabın kendi kalitesi ve değerine bakmak lazım” diyor.Yusuf Temizcan: Farklı mecralar hep birlikte okuma kültürünü destekliyorOkur Kitap Dergisi editörü Yusuf Temizcan, dosyamıza güncel veriler ile katkı sunuyor: “Türkiye dünyada yayıncılık alanında 10. sırada. 2020’de 433 milyon, 2021’de 439 milyon, 2022’de ise 380 milyon kitap üretildi. 2023’te rakamın yükselmesi bekleniyor. Her yıl yaklaşık 70 bin ayrı başlıkta kitap yayınlanıyor. Bu da günlük ortalama 190 yeni kitap çıktığı anlamına geliyor.” Bu kitapların neredeyse yarısı eğitim kitapları; kalan kısmı ise akademik, inanç, çocuk, yetişkin kurgu, yetişkin araştırma-inceleme gibi alanlara ayrılıyor. Tüm bu verilerden özetle, “Bunların hepsi çok güzel ancak bu kadar kitaptan okuyucu nasıl haberdar olacak? Bunlar arasından nitelikli olanları nasıl seçip ayıracak? Kendi ilgi alanlarına uygun kitaplara nasıl güvenilir yollarla buluşacak?” sorularını soran Temizcan, cevabın kitap ekleri ve kitap dergilerinde olduğunu söylüyor. Temizcan, “Kitap ekleri ve kitap alanında yayın yapan alan dergileri, bloglar, youtube kanalları gibi mecralar hep birlikte okuma kültürünü destekliyor” diyor.Türkiye’de okuma kültürünün oluşması ve yaygınlaşması için kitaplardan bahseden mecraların artmasının şart olduğunun altını çizen Temizcan, sözlerine şöyle devam ediyor: “Yeni Şafak Kitap ve Okur Kitap Dergisi gibi mecraların yayın hayatına devam etmesi önemli ancak yenileri de eklenmeli. Yeni Şafak Kitap, bu anlamda önemli bir boşluğu dolduruyor. İstikrarlı bir şekilde 200 sayı çıkartması bile başlı başına takdir edilmesi gereken bir husus. Yalnızca sayısal verilerle değil, içerik zenginliği ve kalitesiyle de öne çıkıyor. Kitap ekleri sadece kitapları tanıtmakla kalmıyor, aynı zamanda hazırlanan kapak dosyaları, özel köşeler, söyleşiler vs. yayıncılığın ve edebiyatın canlılığını da yansıtıyor. Pek çok yeni yazar bu tür mecralarda kendini gösterebiliyor. Bu, okuyucuların sadece yeni çıkan kitaplar hakkında bilgi edinmelerini değil, aynı zamanda edebiyat ve kültür dünyasındaki geniş perspektifi anlamalarını sağlıyor. Eminim benim gibi binlerce okur, kitap ekinin bu ay hangi kapakla çıktığını ve okuyuculara ne tür lezzetli yazılar sunduğunu merak ederek gazete bayilerine gidiyor.”“Yeni Şafak Kitap’ın 200. sayısına ulaşması, sadece bir sayısal başarı değil, aynı zamanda Türkiye’nin kültürel ve edebi zenginliğinin bir yansıması olarak görülmeli” ifadesinde bulunan Temizcan, değerlendirmesini şu cümlelerle bitiriyor: “Ayşe Olgun ve kitap ekine emek gösteren ekip bu başarılarıyla okuyucuların kitap dünyasına olan sevgisini ve ilgisini artırmada önemli bir rol oynuyor. Yeni Şafak Kitap’ı bu güne kadar destekleyen, diğer yayınlar ve markalarla Türkiye’de kitap okuma kültürüne önemli bir katkı sağlayan Albayrak grubunu da ayrıca tebrik etmek lazım. Bu çalışmanın gelecek nesiller için ilham olmasını diliyor, nice 200’lere demek istiyorum.”Buyurun sofraya yemeği tartışmayaNe yiyoruz, yediğimiz yiyecekler nereden geliyor ya da nasıl tüketiliyor? Bu tartışmalar hep vardı ve gelecekte de devam edecek. Gıdayı sofraya değil, tartışma masasına yerleştiren “Yemek Savaşları” kitabında yemeği tarihsel mercekten okumaya, yüksek sesle tartışmaya var mısınız?


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir