Kurgunun gücü her daim bizimle | Yeni Şafak Kitap Eki Haberleri

Kurgunun gücü her daim bizimle | Yeni Şafak Kitap Eki Haberleri

yazar:

kategori:

Rabia Bulut“Sinematik” köşesinde 2024’ün ilk konuğu Hatice Bildirici imzalı Perdedeki Öykü (Öyküden Sinemaya Uyarlamalar) kitabı oluyor. Suyun akışını belirleyen hayatın rotasını çizen karşılaşmalardır. Her karşılaşma kendiliğinde bir olasılığı barındırır. Yeni ihtimallerin heyecanını oluşturur. Sinemanın hayatımızdaki yeride dahada genele gidersek sanatın cazibeside buradan gelir. Geldiği kaynaktan beslenir. Hatice Bildirici kitabın sunuşuna “Sanat belki aç karnımızı doyurmaz ancak içimizi ısıtabilir, yolumuzu yürünür kılabilir; sanat bize çözümü sunmaz ama yaşamın zorlukları ile baş edebilmemiz için eşyayı ve mekânı güzelleştirebilir. ‘Neden buradayım?’ diye sordukça belki bir şey söylemez ama cevap her ne ise ‘İyi ki buradayım’ dedirtebilir.” diyerek başlıyor. Bizde aslında dünyada olmaklığımızın güzelleştirecek yolları arıyoruz. Felsefi bir girişten sonra gelelim esas konuğumuz olan Perdedeki Öykü’ye. Vesikalı Yarim filminin Sabiha’sının hüzünlü bakışları karşılıyor kitabın kapağında bizi. Yarım kalmış öykülerin sızısını hissettiriyor.KİTABI MI FİLMİ Mİ TARTIŞMASIEdebiyat uyarlamaları filmler her daim çeşitli tartışmalara yol açar. Kitabı mı filmi mi? sorusu sorulur. Kitabın tadı ayrı filmin tadı ayrı denilir. Roman uyarlaması mı öykü uyarlaması mı ise kendi içinde ayrı bir sorudur. Bildirici’de uyarlama filmlere dair tahlillerine girişmeden önce bu meseleyi kuramsal olarak ele almayı tercih ediyor. Kitabın içinde birinci, ikinci bölüm sıralaması bulunmuyor. Öykü Uyarlamalarına Kuramsal Bir Bakış başlıklı bölümde; uyarlamanın ne olduğuna dair bir açıklamaya başlıyor sonrasında uyarlamanın yolculuğuna dair tarihsel bir yolculuğa çıkıyor yukarıda bahsettiğimiz roman uyarlaması mı öykü uyarlaması mı meselesini inceliyor. Uyarlama türlerini de; BireBir Uyarlamalar, Öykünün Filmde Bir Aşk Öyküsü ile Zenginleştirdiği Uyarlamalar, Birden Fazla Öykünün Bir Araya Getirilmesi ile Oluşan Uyarlamalar ve Bir Öykünün Filme Kısmen Kaynaklık Ettiği Uyarlamalar şeklinde dörde ayırıyor. Bu ayrımında kitap için incelediği öykü uyarlamaları arasından ortaya çıktığını belirtiyor. Teorik kısım burada sona eriyor ve film incelemeleri kısmına geçiyor. İncelemelerinin ayrımını Dünya Sinemasından Öykü Uyarlamaları ve Türk Sinemasından Öykü Uyarlamaları şeklinde yapıyor. İki başlığın altında yirmi filmi inceleme altına alıyor. Yazımızda bizde yirmi film içerisinden iki film seçerek kitabın içeriğini somutlaştırmış oluruz diye düşündük. O iki filmde Esaretin Bedeli (1994) ve Vesikalı Yârim (1968) oluyor. Esaretin Bedeli IMDb listesinin değişmeyen bir numarasıdır. Film Stephen King’in Rita Hayworth and Shawshank Redemption adlı uzun öyküsünden uyarlanmıştır. İlk uyarlandığında gişede başarısız olan film sonrasında yıllar geçtikçe bir efsane hâline gelir. Bu başarı karşısında Bildirici “Peki nedir bu filmi yıllar geçtikçe değerli kılan; onu listenin başına çeken?” sorusunu sorar. Başarının öykünün kurgusundaki tutarlılık ve temanın kavrayıcılığı cevabını verir. Yönetmen Frank Darabont bu şekilde sağlam bir öyküyü eline alarak sinemanında gücünü kullanarak aslında iyi olmaktan başka şansı olmayan bir film ortaya çıkarır. Hikâyenin baş kahramanı Andy suçsuz yere hapse düşer. Hapishanede başına gelenler karşısında umutlu bir duruş sergiler. Sistemin boşluklarını bulur ve en sonunda kendi özgürlüğüne kavuşur. Andy’nin ve arkadaşı Red’in hikâyesi filmin kapsayıcılığını oluşturur. Aynı zamanda da yönetmen hapishane hayatını en ince ayrıntısına kadar filmde yer verir ve gösterir. Sahici bir dünya ortaya koyar. Aynı zamanda öyküde yer almayan sahneler koyarak filmin kendine ait imzasını da atar. Geriyede eskimeyen Esaretin Bedeli filmi kalır. Yeşil Yol ve Öldüren Sis filmlerinde de Stephen King ve Frank Darabont’un başarılı iş birliği devam eder.VESİKALI YARİM BİR UYARLAMADIR ASLINDA“Sevmek de yetmiyormuş… Çok eskiden rastlaşacaktık.” der Sabiha Halil’e. Bir öykünün başlaması mıdır güzel olan sonunun mutlu olması mıdır? Yine gösterdi bir soru kendini. Ama biz yeni sorunun peşinden değil de Vesikalı Yârim filminin bir uyarlama olarak inceliklerinin peşinden gidelim. Lütfi Akad sinemamızın kendine has yönetmenlerinden. Her filmiyle insana, topluma ve hayata dair bir şey söyler. Vesikalı Yârim filmide o filmlerden biridir. Orhan Veli’nin Tahattur şiiriyle Sait Faik Abasıyanık’ın Menekşeli Vadi öyküsünden uyarlanmıştır Vesikalı Yârim. Öykü ve film evli ve iki çocuklu Halil ile konsomatris Sabiha’nın hikâyesini anlatır. Birden çok işlenmiş bu konu Lütfi Akad’ın imzasıyla kendine has bir hâle gelir. Üzerine çokça konuşulur. Menekşeli Vadi öyküsüyle Vesikalı Yârim’in arasında bazı farklılıklar vardır. O farklılıklarda filmin gücünü ve biricikliğini oluşturur. İnsan olan karakterlerin hayatını, acılarını ve öyküsünü izleriz. Perdedeki Öykü ile hem dünya sinemasından hem de Türk sinemasında çeşitli öykü uyarlamalarına dair yolculuğa çıktık. Bu yolculuk bize öyküye, sinemaya dair bilmediğimiz bilgilere götürdü, bildiklerimizi hatırlattı. Düşündürdü. Aynı zamanda öykü ve sinema ilişkisi üzerine de yeni pencereler açtı. İnceleme altına aldığı filmleri geniş tutan Bildirici’nin sinemamızdan uyarlamalar kısmında hem haberdar olduğumuz hem de olmadığımız filmlerden bahsetmesi de sinema tarihimize dair düştüğü güzel bir dipnottur. Türk Maarif Ansiklopedisi okurla buluştuTürkiye Maarif Vakfı ve Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) tarafından üç yıllık bir çabayla hazırlanan; Türk eğitim tarihine dair kavramlar, kişiler, eserler, kurumlar, olay, dönem ve şehirleri içeren ve “Cumhuriyetimizin 100. Yılına Armağan olarak hazırlanan Türk Maarif Ansiklopedisi okurla buluştu.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir