Müzik hayatımın bir parçası oldu | Yeni Şafak Pazar Eki Haberleri

Müzik hayatımın bir parçası oldu | Yeni Şafak Pazar Eki Haberleri

yazar:

kategori:

Bir Fado ailesinde büyümüş, bu da onun müzik ve müzisyenlerle iç içe büyümesine ve bu hayatı çok doğal bir şekilde yaşamasına yardımcı olmuş. Sara Correia Grande Noite do Fado’yu kazandığında sadece 13 yaşındaydı ve kısa süre sonra şehrin en efsanevi Fado evlerinden biri olan Casa de Linhares’e şarkı söylemeye başladı. Orada Celeste Rodrigues, Jorge Fernando ve Maria da Nazaré gibi efsanevi Fado şarkıcılarıyla birlikte sahneye çıktı. Son albümü Liberdade’yi geçtiğimiz günlerde yayınlayan sanatçı ile İstanbul konseri öncesinde sorularımızı sorduk. 13 yaşındayken bir yarışmayı kazanıp müzik yapmaya başlamak nasıl bir duyguydu? Fado’ya nasıl aşık oldunuz? Fado söylemek istediğimi her zaman biliyordum. Ailem her zaman Fado ile iç içeydi. Teyzem bir fado şarkıcısıydı, annem, büyükannem ve büyükbabam da fado evlerinin müdavimleriydi. Fado okuluna giden bendim, orada bana yolumu bulmamda yardımcı oldular ve temel bilgileri öğrettiler. Büyük Fado Gecesi’ni kazandığımda dışarı çıktım ve “Bunu hayatım yapmak istiyorum” dedim. Bu şimdiye kadar verdiğim en iyi karardı. Ailenizde sizden başka müzisyen var mı? Genellikle fadoyu annemin karnında duyduğumu söylerim. Teyzem Joana bir fado şarkıcısıydı ve müzik her zaman hayatımın ve ruhumun bir parçası oldu. Amalia Rodrigues’in fado tarihi için çok önemli bir sanatçı olduğunu biliyoruz. Fadoyu anlamak için önerebileceğiniz başka isimler var mı? Amália tabii ki en büyük referanslardan biri. Fado’da büyük bir devrim yarattı ve sonraki tüm nesilleri etkiledi. Bir fado şarkıcısı olmaktan asla vazgeçmeden istediği her şeyi söyledi, bu devrim niteliğindeydi ama başka referanslarım da var; Beatriz da Conceição, Maria da Nazaré ya da Celeste Rodrigues gibi Fado’da bana destek olan insanlar. Fadoyu anlamak için Fernando Mauricio ya da Carlos do Carmo’yu başka bir perspektiften dinlemeniz gerekir. Hayal etmeye devam ediyorum Kariyerinizde dönüm noktası olarak tanımladığınız bir an var mı? Büyük Fado Gecesi kariyerimde belirleyici bir andı aynı zamanda ilk albümümü kaydetmeye karar verdiğim, yapımcım ve müzik direktörüm Diogo Clemente ile çalışmaya başladığım ve plak şirketimin beni arayıp Latin Grammy’e aday gösterildiğimi söylediği anlar da çok özeldi. O zamanlar bir gün Coliseu dos Recreios’un sahnesine çıkmayı hayal ediyordum. Kısa bir süre önce orada sahneye çıktım ve üç gece üst üste hem de. Hayal ediyorum, hayal etmeye devam ediyorum ve Fado’mu, gerçeğimi her zaman yanımda götürüyorum. “Liberdade” albümünün tarzını ve sound’unu nasıl tanımlıyorsunuz? Albüm için şarkıları seçerken kriterleriniz nelerdi? Bu albüm tema seçimine daha fazla dahil olduğum bir albümdü ve bu nedenle de kendimi daha başarılı, daha ben hissettiğim bir albüm oldu. Bana bir şeyler anlatan, içinde kendimi gördüğüm şarkılar söylemeye karar verdim çünkü ancak o zaman sahnede yaşadığımız her şeyi temel alabilirim ayrıca sound’u ne olursa olsun, bu aynı zamanda benim en fadista albümüm. Fado dışında hangi müzik türlerini tercih ediyorsunuz? Pek çok farklı şey duyuyorum, Portekiz ve Brezilya müziği ve aynı zamanda hip-hop, en sevdiklerim arasında. Türk Müziğiyle tanışacağım Ülkemizde Türk Sanat Müziği veya Türk Halk Müziği gibi geleneksel türler var. Farklı ülkelerin geleneksel müzikleriyle ilgileniyor musunuz? Tanıdığınız Türk müzisyen var mı? Yeni müzik ve müzisyenlerle tanışmak her zaman ilgimi çeker ama itiraf etmeliyim ki geleneksel Türk müziğini henüz çok fazla bilmiyorum. Bu kez İstanbul’a geldiğimde daha çok tanımak ve dinlemek istiyorum. Türkiye kadar güzel bir ülkenin müzikal anlamda da bütün zenginliği ile beni kucaklayacağına eminim. İstanbul›da bizi nasıl bir repertuar bekliyor, İstanbul dinleyicisine bir mesajınız var mı? Yeni albümüm “Liberdade ”nin şarkılarının yanı sıra ilk iki albümümden de bazı şarkılar seslendireceğim. Şarkılarımı dinlerken müziğe olan tutkumu da hissedeceksiniz. Üzerinde çalıştığınız başka projeler var mı? Bu hiç bitmeyen bir yolculuk. Her zaman elimde birçok proje var ama şu anda gerçekten turneme ve planladığım konserlere odaklanmış durumdayım. Türkiye ile ilgili izlenimleriniz ve Türk izleyicilere yönelik mesajlarınız var mı? Bence Türkler biraz Portekizlilere benziyor, tutkulu ama hassaslar. Benim de dinleyicimden beklediğim şey aslında tam da bu.İstanbul albümü satıştaOsmanlı sarayının resmi fotoğrafçısı Abdullah Frères’in 1890’da çekilen fotoğraflardan oluşan tarihi İstanbul albümü müzayedede görücüye çıkmaya hazırlanıyor. Tuğra ve hilal baskılı saray işi orijinal cildindeki bu şahane albüm 42 fotoğraftan oluşuyor.Depremzede çocuğa aile oldularKahramanmaraş merkezli depremde anne ve babasını kaybeden bir bebeğe koruyucu aile olan Arife Kaner, "Evladım evimize geldikten sonra önceliğimiz oğlumuz oldu” diyor. Öte yandan AK Parti İstanbul Milletvekili Seda Gören Bölük, koruyucu aile olduktan sonra işi biter bitmez eve gittiğini, seyahatlerini, programlarını artık evladına göre planladığını ifade ediyor.Liseli gençlerden lezzetli tariflerGeçtiğimiz hafta Milli Eğitim Bakanlığı’nın meslek liseleri yiyecek içecek hizmetleri alanı öğrencileri arasında düzenlediği yöresel yemek yarışmasının kazananları belli oldu. Siirt Zübeyde Hanım Mesleki Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri perde pilavı, pırtike çorbası ve varak keek ile birinci olurken, Edirne Dr. Sadık Ahmet Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi bakla çorbası, ciğer sarma ve bal helvası mönüsüyle ikincilik ödülünü kazandı. Biz de bugün sizlere Siirt ve Edirne’den geleceğin şefleri olan lise öğrencilerinin ödüllü tariflerini sunuyoruz.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir