Veteriner Hekim Dr. Tarkan Özçetin, sokak hayvanlarının popülasyonunun azaltılmasına yönelik formülü şöyle anlattı: “Sadece kısırlaştırma ya da sadece barınaklara alma gibi çağrılar yapmak soruna tek başına çözüm üretemeyecek. Ancak kısırlaştırma çalışmalarına ek olarak hayvan sağlık ve refahı çalışmalarını merkezine alan üremenin ve kontrolsüz, etik dışı üretimin önüne geçecek bir yasa tasarısı ile başarı elde edilebilecek. Bugün yaşadığımız süreç içerisinde sokakta yaşayan köpeklerin kısırlaştırma çabalarına ek olarak sahipli köpeklerin de üremesine engel olursak bu konuya kalıcı ve kesin bir çözüm bulabileceğimiz inancındayım.TERK EDİLENLERİN ÇOĞU DİŞİ ÇOBAN KÖPEKLERİSokakta sahipsiz yaşayan hayvan popülasyonun artışında sahipli olan hayvanların yavrulamasının çok büyük bir etken olduğunu savunuyorum. Yani evinde ya da bahçesinde baktığı köpeğinin çiftleşmesi sonucu üremesine izin veren vatandaş, yavrulardan bir tanesine sahip çıkıyor, onun haricinde geri kalan diğer yavruları sahiplendirmeye çalışıyor eğer başaramazsa da kırsala, yol kenarlarına, şehir, kasaba çöplüklerine bırakıyor. İşin daha da kötüsü bu şekilde terk edilen köpeklerin neredeyse tamamı dişi çoban köpekleri. Büyük çoğunluk dişi köpeğe bakmak istemiyor. Bu acı gerçek de sorunun çığ gibi büyümesine neden oluyor.YILDA EN AZ 15 YAVRU DOĞURUYORLARBir dişi köpek altı aylık olduğu zaman cinsel erginliğe gelebiliyor ve yılda iki kez kızgınlık gösteriyor. Her çiftleşme sonrası ortalama yedi-sekiz yavru doğurabiliyor ve bu sayı çoban köpeklerinde 10-15’e kadar çıkabiliyor. Kontrolsüz şekilde senede iki kez çiftleşen ve gebe kalan bir dişi köpek, yılda en az 15 yavru doğuruyor. Doğan dişi yavrular da bir yıl olmadan doğurabilecekleri için aynı şekilde katlamalı olarak hesaplandığında beş yılda 10 bini geçen sayıya ulaşılıyor. Bu rakam inanılmaz ama gerçek. İşte Batı’nın da her yıl milyonlarca köpeği öldürmesine rağmen başarısız olmasının nedeni, üremeyi kontrol edememeleri.”ÖLDÜRMEK ÇARE DEĞİLBugün ülkemizde, Batı’da sokakta yaşayan hayvan olmadığına ve bunu hayvanları öldürerek yaptıklarına yönelik gerçek ve bilimsel olmayan bir inanış var. Eğer bu bilgi doğru olsaydı, bugün ne Avrupa ne de Amerika’da yeni bir öldürme işlemi yapılmasına gerek kalırdı. Oysa her iki kıtada da devlet eliyle hayvan ölümleri devam ediyor. Demek ki öldürmek çözüm değil. Yani üreme konusunda tamamen kontrollü gidilmediği ve üretme konusunda kısıtlama yapılmadığı sürece aynı kısır döngü içerisinde, havanda su dövmeye devam edeceğiz.KÖPEK EĞİTİM UZMANI ÖZVARDAR: İSPANYA 5 YILDA ÇÖZDÜKamuoyunda tartışılan sahipsiz sokak hayvanları ile ilgili düzenlemeyi değerlendiren veteriner hekim, köpek eğitim ve davranış uzmanı Tarkan Özvardar, temel anlayışın “kısırlaştır, aşılat, yaşat” olması gerektiğini söyledi ve İspanya örneğini verdi: “Hiç kimsenin başka bir canlının hayatına son verme hakkı yoktur. Bu tip kararlar hayvanseverleri, insanları infiale sürükler. Öte yandan bu konu tamamıyla siyaset üstüdür. Sahipsiz sokak hayvanları konusunda veteriner hekimler, psikologlar, sosyologlar ve ilgili STK temsilcileri bir araya gelmeli ve bir proje üretmelidir. Sahipsiz sokak köpeği konusunda çoğu kişi, yurt dışındaki uygulamaları örnek alıyor. Hayvanları uyutmanın örnek alınacak bir yönü yok. Bugün örnek alınan yerler arasında olan Fransa’ya, New York’a bakın sokaklarda büyük fareler dolaşıyor, bunun sebebi sokak hayvanının olmayışı. Bu nedenle dengeyi bozmamak gerek. Örneğin, İspanya sahipsiz sokak köpeği sorununu kısırlaştırma ve aşılama yöntemiyle beş yıl gibi bir sürede tamamıyla çözdü.”
Bir yanıt yazın