Osmanlı da yaşatmayı seçmiş... ‘Hav hav’ dilekçesi köpekleri kurtardı

Osmanlı da yaşatmayı seçmiş… ‘Hav hav’ dilekçesi köpekleri kurtardı

yazar:

kategori:

1860’larda sokak köpekleri Osmanlı’da da gündemdedir. Dönemin “Matbuat” denilen medyası da ikiye bölünmüştür. Namık Kemal, Şinasi, Ebuzziya Tevfik ve Recaizade Mahmut Ekrem gibi “muhalif” ve “modernleşmeci” isimler sokak köpeklerine karşıdır. Yabancı ve azınlıkların yoğun olduğu Beyoğlu, Pera tarafı da aynı cephededir. Muhafazakâr İstanbul semtlerinin sakinleri ise köpeklerden yanadır. Özellikle Şinasi, sokak köpeklerinin katıksız aleyhtarıdır. Yazdığı “manifesto” niteliğindeki makaleler köpekler aleyhinde güçlü bir kamuoyu oluşturur.Dönemin yazarlarına göre Sultan Abdülaziz’e kadar ulaşan bu yazı, onun merhametini teşvik ederek köpekleri sürgün ve itlaftan kurtarır.‘KÖPEKLERİN YERİ YOK’Ona göre temiz ve modern bir şehirde köpeklerin yeri yoktur. Sokakta herkesin gözü önünde “uygunsuz” davranışları olan köpekler çevreyi kirleterek hastalıkları yayıp can güvenliğini de tehdit etmektedir. Ebuz-ziya Tevfik de onu destekler. Konuyu gündeme getiren gazetecilerin “köpek düşmanı” diye suçlanamaya-cağını yazıp “Köpekleri savunanlar ısırılan çocuğu suçlayıp köpeğe toz kondurmayacak kadar sabit fikirli-ler” diyerek köpek destekçilerini suçlar. Birkaç yıl devam eden bu tartışmalar Bosna’ya oradan da Şam ve Halep’e sıçrar.‘MODERNLEŞME KURBANI’Halep Kaymakamı Ethem Pertev Paşa “Av-ave (Havlama)” başlıklı makalesiyle tartışmaya dahil olur. Pa-şa, sokak köpeklerinin modernleşme kurbanı olmasına karşıdır. Yazısı bir filozof ile “Kıtmir” (Yedi uyurlar olarak da bilinen Eshab-ı Kehf’in köpeğinin de ismi) adlı yaralı köpeğin diyaloğudur. Kıtmir, “Asırlardır hizmet ettiğimiz insanlar güya medeniyetçe ilerlediler ve bizim gibi sefil mahlûklara yer kalmadı. İşittiği-me göre kargabüken (zehir) ziyafetiyle bütün köpekleri yokluk alemine gönderecekler” diyerek Filozof’a dert yanar. Filozof da ona üzülmemesini, devlet katına onun ağzından bir “arzuhal (dilekçe)” yazabileceği-ni söyler. Kıtmir sevinçle kabul eder.KITMİR’İN ARZUHÂLİ ÖLDÜRMEYİN ISLAH EDİNPertev Paşa’nın Mecmua-i Fünun dergisinde yayınlanan ve bu alandaki en yüksek edebi değere sahip me-tin kabul edilen Kıtmir’in dilekçesinden bazı çarpıcı bölümler şöyle: “Ufukları kuşatan merhametinize sığınarak bizi yok etme planının iç yüzünü anlatmak istedik. İnsaniyet ‘saçın dağınıklığı taraksızlıktandır, ustura vurmak deliliktir’ sözüyle hareket etmeyi gerektirir. Aksi takdirde Cenab-ı Allah’ın bir düzen içeri-sinde yarattığı ve birbirine muhtaç kıldığı alemden bir direği yıkıp sonra felaket kubbesini başına geçirmek aptallıktır. Bizi şu dünyaya getirip insan oğluna faydalı ve gerekli bir yaratık kılan Allah’a inançları varsa, Allah’ın doğa dedikleri genel ilkelerin böyle sanatsal bir eserini korumak için en akılcı çözüm bizim ıslah edilerek yaşatılmamızdır. Kaldırıp yok etmek çare değildir. İstanbul’un iyiliksever, şefkatli ve varlıklı ailesi de çoktur. Her aile birimizi evine kabul etseydi ve eğitilseydik sahip olduğumuz yetenek ortaya çıkar ve belki yaratılışımızın sebebi layıkıyla anlaşılır ve bize sevgi beslenirdi. Kalabalığımızdan şikâyet edenler üreme döneminde dağlama yöntemiyle ihtiyacımızı bastırsalardı hem biz mutlu olur hem de bizden yakı-nanlar amaçlarına ulaşmış olurdu. İşte bu acizane duygularımızı adalet ve insafınıza arz ederek af bekli-yoruz. Mazlumların sığınağı olan efendilerimiz çok yaşasınlar. Âmin… İmza: Kıtmîr-i Bâb-ı Kanaat…”Prof. Dr. Kemalettin Kuzucu’nun “İstanbul’un Sokak Köpekleri” adlı kitabı bu konudaki en detaylı ve kapsamlı çalışmalardan biri…KARGABÜKEN ZEHİRİ NEDİR Anavatanı Güney Asya olan bu ağacın meyvelerinden ve kabuğundan çok güçlü bir zehir yapılıyor. Yutma-ya gerek kalmadan, koklandığında da öldürebiliyor.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir