Pazarları sıkıcı yapan belirsizliği | Yeni Şafak Pazar Eki Haberleri

Pazarları sıkıcı yapan belirsizliği | Yeni Şafak Pazar Eki Haberleri

yazar:

kategori:

Paulo Coelho, Aldatmak isimli kitabında okuruna şöyle bir soru soruyor: “Ağaçlarla dolu bir bahçeye sahip olmak, çocuklarını ve torunlarını pazar günleri evde öğle yemeğine davet etmek. Emekli olduktan sonra dünyayı gezmek. İnsanların hayattan beklentileri bu mu? Gerçekten böyle mi?”Coelho, bu cümlelerle pazar gününe dair bakışımıza başka bir bağlam da kazandırıyor. Nihayetinde pazar günlerinin, insanın gelecek tasavvurunda yer alan öğelerden olduğunu hatırlattı bize. Bu bilgiyi de heybemize atıp, çocuk kitapları yazarı, editör Zozan Demirci’yle pazarın hayatlarımızdaki anlamını masaya yatırıyoruz. Demirci’ye herkese olduğu gibi ilk önce klasik bir pazarını nasıl geçirdiğini soruyoruz. Kendisi pazarları ikiye ayırıyor. Çocukken ve yetişkinken geçirdiği günlerlerin birbirinden ayrı hissettirdiğini vurgulayarak şunları anlatıyor: “Çocukluk yıllarıma ait pazar günlerini tarif edecek olsam; dört gözle yolunu gözlediğim, aile büyüklerimin tatil günü olduğundan ancak o gün götürebildikleri ‘doğa ile iç içe olduğum piknikler’ yahut ‘özenli kahvaltı ve yemek sofraları’ olarak tarif ederdim. Ancak özellikle son birkaç yıldır, mesaili bir işte çalışan bir yetişkin olarak pazarlar gecesinden başlıyor benim için. Pazar gecelerini mümkünse mesleki olmayan, zorunda olmadığım okumalara, sevdiğim müziklere ve filmlere ayırırım. Bazen yazmaya, resim yapmaya, bendir vurmaya. Pazar gecesini ‘kendimle kaldığımı hissettiğim anlar’ olarak tarif edebilirim sanırım. Üç beş saatlik bir uyku ile pazar gününü mutfakta; evimde en çok dinlendiğim yerde karşılamak, mümkünse eş dost sevdiklerimle, uzun uzun oturacağım bir kahvaltı sofrası ile ya da uzun uzun akşamüstü balkon oturmaları ile tamamlamak da bir pazar günü tarifi olabilir benim için.” Büyük anlamlar yüklemeyelimDemirci’nin pazarları sıkıntı olmaktan kurtaracak güzel bir bakış açısı da var. Ona göre pazar gününü diğer günlerden ayırmaya çalışmaktan, çok büyük anlamlar yüklemekten vazgeçmeliyiz. Hatta, “Bir geziye yahut eğlenceli bir aktiviteye dahil olma mecburiyetinde hissetmemek de bugünü sıkıcı olmaktan kurtarabilir sanki” diyor ve şunları ilave ediyor: “Çünkü bana göre bugünü sıkıcı yapan ‘belirsizliği’. İnsanlar ne zaman kalkıp ne zaman yemek yiyeceğinin ne zaman nereye gidebileceğinin kararının kendisine bırakıldığı bu ‘belirsiz’ gün karşısında adeta kaygılanıyorlar ve aslında her gün ile aynı olan bugünü, biraz da bu sebeple sıkıcı buluyorlar. Hâlbuki bugün de tıpkı diğer günler gibi bizim akışımıza eşlik etmek için var.”Pazarlar çocuk kitapları günüPazar gününe özel bir anlam yüklemeyen biri olarak pazar günleri için özel bir film önerisi de yokmuş kendisinin. Demirci, “Bugüne yakıştırdığım bir film önerim yok. Ben ruh hâlime göre seçimler yapıyorum. Pazarları genelde şöyle filmler izlerim gibi bir genelleme yapamıyorum ne yazık ki.” diyor. Ancak bakış açısı kitaplar konusunda daha farklı. Eğer o gün yeğenleriyle buluştuysa, mutlaka bir çocuk kitabı okuduğunu belirtiyor. Ardından şunları anlatıyor: “Bakın film değil, ama pazar günlerine çocuk kitaplarını yakıştırıyorum galiba. Çünkü bana göre çocuk kitapları insanı az ama öz olana yakınlaştırıyorlar ve pazar gününün o belirsiz vaktini bu yanları ile bereketlendiriyorlar da.”DIŞARIDA OLMAYI TERCİH ETMEM Malum böyle bir tatil gününde aklımıza elbette arakdaşlarımız da geliyor. Demirci pazar günleri çok dışarı çıkmayı tercih etmiyor. Hatta, “Sadece o gün uygunlarsa ya da şehir dışından geliyorlarsa pazar günleri de arkadaşlarımla buluşurum. Ama böyle mecburiyetler yoksa pazar günleri dışarıya çıkmayı tercih etmem” diyor. BUGÜN YÜRÜYELİM Pazarları favori mekânı ise aslında yürüyüş rotaları. “İmkân buldukça şöyle pazar günü sabah erkenden yola düştüğüm yürüyüş rotaları favorimdir” diyor ve şunları anlatıyor: “Şehrin içinde ya da yakınında pek kimselerin keşfetmediği ormanlar, yaylalar, mümkünse dağlar. Çünkü İstanbul’da yaşayan herkes gibi soluklanmaya çok ihtiyacım oluyor.”AİLECEK GİTTİĞİMİZ PİKNİKLER BİR ÖDÜL GİBİ Şimdi sıra köşemizin en zor sorularından birinde: En zor ve en güzel geçen pazarınızı hatırlıyor musunuz? Demirci, “En güzel pazar günü” ifadesini biraz iddialı bulsa da şunları aktarıyor: “…Ama kişisel tarihimde yakın bir döneme ait hatırladığım bir pazar günüm çok güzeldi. Pandemide ormanlara hasret kaldığımız zamanlarda, yeni yeni yasakların biraz da olsa esnetildiği aylardan bir pazar günü, çok sevdiğim biri ile piknik yapmak için yollara düştük. O günü hiç unutmam. Çünkü ilk sorunuza verdiğim cevapta da bahsettiğim gibi pazar günlerinin çocukluğumdaki tarifi de buydu: Pazar günleri ailecek gittiğimiz piknikler bir ödül gibi gelirdi bana. Çok sevdiğim biri ile pandemi zamanlarında gittiğim o piknik de öyle hissettirmişti bana. Ödül gibiydi. Kötü geçen pazar günümü de hatırlamıyorum neyse ki. Ama eğer bir pazar günü beş saatten fazla uyuduysam o günü ayrıca sevmiyorum. Zamanım çalınmış gibi hissediyorum. Çok uyuduğum pazar günleri benim için kötü geçen bir pazardır diyebilirim.”YAYINCILIK MESAİSİ OLMAYAN BİR İŞ Sonlara yaklaşırken bir yayıncı olarak cevabını bizim de bildiğimiz bir soru soruyoruz ona; Pazarları çalışır mısınız? Şöyle diyor Demirci: “Yayıncılık mesaisi olmayan bir meslek, bu sebeple en azından pazar günleri çalışma saatlerimi kontrol etmeye çalışıyorum. Çünkü mesleğin ilk yıllarında belki heyecan belki öğrenme merakı belki zamanı doğru yönetmeyi bilmemekten; pazar günleri de çok çalışırdım. Ama artık çok elzem bir iş olmadığı sürece ya da beni dinlendireceğine kendim karar verip tercih etmediysem pazar günleri çalışmıyorum.”PAZARLARI KARARSIZ BİR İNSAN Ve geldik en iddialı sorumuza: “Pazar günü bir insan olacak olsa nasıl birisi olurdu?” İşte Demirci’nin hepimizin hislerimize tercüman olduğunu düşüneceğimiz cevabı: “Kararsız, zihni bulanık, ne istediğini bilmeyen ‘müphem’ bir insan olurdu.”Ege’de sakin bir sonbahar: SelimiyeHer ne kadar yazın gözde adreslerinin başında Ege sahilleri gelse de bu bölgenin saklı güzelliklerinden Muğla’nın Selimiye Koyu eylül ve ekim ayında bir başka güzel.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir