Hürriyet’e konuşan Eşki, son gün olmasına rağmen pek çok gencin ve ailelerinin kafalarının hâlâ karışık olduğunu belirterek, şu tavsiyelerde bulundu:SEVDİĞİNİZ MESLEĞİ SEÇİN“Öğrenciler tercih yaparken genellikle başarı sıralamasına önem veriyorlar ancak burada dikkat edilmesi gereken başka konular da var. Bunlardan en önemlileri ise öğrencilerin beklentileri, kişilik özellikleri ve maddi gerçekler. Çünkü meslek bir ömür kişiye eşlik edecek. Gençler kişiliklilerine uymayan, beklentilerini karşılamayan, onu mutlu etmeyecek meslekleri, sırf mantıklı olduğu için tercih etmemeliler. Örneğin son yıllarda psikolojiye olan talep arttı. Oysa konuşmayı, dinlemeyi sevmeyen, kişilerle derinlemesine ilişkiye giremeyenler, psikoloji bölümünü seçmemeliler. Üniversiteye yeniden hazırlanma sürecinin göze alınamaması, ileride büyük pişmanlıkların yaşanmasına neden olabiliyor. Bu nedenle gerekirse bir yıl daha feda edilmeli, çünkü hayat çok uzun bir yolculuk. Bir yere yerleştikten sonra pişman olup yeniden sınava girildiğinde puan kırılması da endişeye neden oluyor. Tercih yaparken puan ve sıralama odaklı değil de istenilen bölüm odaklı tercih yapılmalı. Herkesin 24 tercih hakkı var. Özellikle bu yıl kontenjan kısıtlamalarından dolayı bazı bölümlerde (hukuk, psikoloji gibi) sıralamanın da öne çekebileceği düşünülerek hareket edilmeli. Yani daha düşük sıralamalara da tercihlerde yer verilmeli. TERCİHTE ŞEHİRLERİN ÖNEMİ Üniversite eğitiminin sadece derslerden ibaret olmadığı, kişinin kendini entelektüel olarak, sosyal olarak beslemesi, eğitmesi ve kişiliğine yatırım yapması gerektiği hatırlanmalı. Tercihler yapılırken ekonomik koşullar, ikâmet edilen şehre uzaklık, konaklama, yurt ve ulaşım imkânları da göz önünde bulundurulmalı. Aileler, öncelikle kendi beklentilerini değil, çocuklarının istekleri, kabiliyetleri ve beklentilerini göz önünde bulundurmalılar.”
Bir yanıt yazın