Türk siyaset hayatının önemli taşlarından biri olan Necmettin Erbakan’ın vefat etmeden iki ay önce verdiği son röportajı Siyonizm Hapishanesinde İsyan adıyla kitaplaştı. Gazeteci Sinan Burhan’ın okurla buluşturduğu kitap Erbakan’ın hayat hikayesini ve kitaplarında ve konuşmalarında dile getirdiği pek çok görüşünü de yeniden hatırlatıyor. İdeal Kültür Yayınları arasında çıkan kitap Erbakan’ın başarılı okul ve iş dünyasından siyasete nasıl yöneldiğini de ayrıntılı olarak ele alıyor. Milli Görüş düşüncesinin temelini atan ve siyasette milli duruş ve üretimin altını önemle çizen ve bu duruş için de ömrünü harcayan Erbakan, vefatından kısa bir süre önce son röportajını Sinan Burhan’ın da moderatörlüğünü yaptığı Kon Tv’ye vermişti. Bu son söyleşisinde ise özellikle Siyonizm tehlikesinin altını çizmişti. Erbakan bu söyleşisinde Çağlayan’da katıldığı Kudüs Mitingi’nde de halka hitap ederek, “ Yahu sizden bir ricam var. Tam kırk seneden beri size konuşuyorum. Ne olursunuz, bir defacık beni siyonizmden önce anlayın! Siz anlayıncaya kadar onlar çoktan tedbirlerini alıp oyunları oynuyorlar. Bir defacık siz onlardan daha akıllı olun ve tedbirinizi alın ve gerçekleri görün” dediğinin altını bir kere daha ısrarla çiziyor.28 Şubat sürecinin arka planını ayrıntılı bir şekilde anlatan Erbakan, “Büyük İsrail” projesinin hayata geçmesi için Türkiye’nin parçalanmasının hedeflendiğini ve bunun için de sinsi planların uygulandığını vurguluyor. Her türlü kötülüğün siyonizmden kaynaklandığını ifade eden Erbakan, ayrıca “ İsrail ve MOSSAD ile sıkı ilişkiler içinde olan CIA dünyada kargaşa, kaos ve ihtilaller çıkararak, Siyonist çıkarlara hizmet vermektedir” tespitinde bulunuyor.Siyonizm tehlikesinin dünyayı ve ülkemizi nasıl ele geçirdiğini söyleşisinde örnekleriyle anlatan Erbakan, Amerika başta olmak üzere her ülkenin hem siyasetinde hem ekonomisinde siyonizmin etkili olduğunu vurguluyor ve 28 Şubat sürecinde yaşananları da siyonizminin bir oyunu olarak ele alıyor. “28 Şubatı anlamak için dünyanın yapısını bilmemiz lazım. Dünya yapısında üç yüz elli seneden beri Siyonizm dünyaya hakim olmuştur ve dünya organizasyonunu kurmuştur. Birleşmiş Milletler Siyonist kuruluştur. IMF siyonisttir. Dünya Bankası siyonisttir. UNİCEF siyonisttir. Dünya Ticaret Teşkilatı Siyonist teşkilatıdır. Bunların hepsi siyonizmin kontrolündedir, Siyonizm için çalışırlar. Bir çok ülkeleri sömürürler. Biz de bunlardan bir tanesiyiz “ diyen Erbakan dünyada kurulan Siyonizm sistemininin önüne engel olarak çıkan Erbakan hükümetini postmodern darbe ile yıktığını ifade ediyor. Kitapta siyonizmin İslam dünyasını nasıl parçaladığını anlatırken ve İslam dünyasını bir araya getirmek isteyen her düşünceye savaş açıldığının da altı çiziliyor. Ayrıca kitabın sonunda adeta Erbakan’ın vasiyeti sayılacak öğütler de yer alıyor. Dünyayı 300 kişinin yönettiğini, doların Siyonistlerin mührü olduğunu, dünya ticaret bağlarının siyonizme ilişkisini ele alan söyleşide ayrıca Erbakan 1974 yılında yapılan Kıbrıs Barış Harekatı’nın ayrıntılarını da açıklıyor.Velhasıl Filistin’de son birkaç aydır yaşanan acıları daha iyi anlamak ve bu yaşananların sadece Filistin’in değil hepimizin meselesini olduğunu kavramak için dikkatlice okunacak bir kitap diyebiliriz.Kitap ve kütüphanelerin tarihine karışmış bir hayat: Kilisli Muallim RifatKilisli Muallim Rifat’ın Bildiklerim kitabında edebî bakımdan dikkat çeken bir diğer özellik de hikâye etmedeki başarısıdır. Yazar anılarını anlatırken yaşananları merak uyandıracak bir akışla ve insan tavırlarının arkasındaki ruhsal durumları da ortaya koyan bir gözlem gücüyle veriyor. Ayvazoğlu’nun Ataç’la getirdikleriBeşir Ayvazoğlu, Ataç için Türkçenin hafızasını silerek hatırlamasına mani olmak istediğini söylüyor. Bir zamanlar yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen Tanpınar da bu eski dostu için "Hammer mütercimi Atâ Bey’in oğlu olduğu hâlde tarihin nizamını almamıştır" diye yazar. Ataç Prospero Caliban’a Karşı kitabında yeni bir biyografi anlayışı ile Nurullah Ataç’ı buluyoruz.Zamanın bereketli şahidi Emine Semiye Ahmet Cevdet Paşa’nın kızı, Fatma Aliye’nin kız kardeşi olan Emine Semiye, evde Türk ve yabancı öğretmenlerden özel eğitim aldı ve genç yaşta Arapça Farsça Fransızca öğrendi. Babası zaten devrin en önemli tarihçisi, edebiyatçısı ve akil adamlarından biriydi.
Bir yanıt yazın