Sofradaki diplomasi | Yeni Şafak Pazar Eki Haberleri

Sofradaki diplomasi | Yeni Şafak Pazar Eki Haberleri

yazar:

kategori:

Bırakın komşu bir ülkeyi, aynı yemek kültürüne sahip şehirler bile bir kavga içine girmiyor mu? Ortak değerlerin bir kavga ve çekişme sebebi değil, bir araya getiren, birleştiren, ortak dile ve ortak paydaya dörüşmesi gerekmiyor mu? Bütün bu sualleri burada yöneltmemizin sebebi ise mutfağın son günlerde diplomasi aracı olması konusunda gündeme gelmesi. Önce Almanya ile başlayan döner diplomasisinin benzerinin baklava, cacık, kokoreç gibi ürünler aracılığıyla Yunanistan-Türkiye arasında devam edip etmeyeceği merak konusu. Bu durum ise önümüzdeki dönemde sofraların ne denli etkili ve verimli bir birleştirici güce sahip olduğunu gösterecek. Kokoreçten baklavaya bir çok lezzetimizin tariflerindeki birkaç nüans ve isimlerindeki birkaç eksik veya fazla harfleri saymazsak, aslında aynı sofraların etrafında olduğumuzu ne zaman hesaba katacağız? Geçmişten gelen mirasın paylaşılamaması ve kavgaya yol açması yerine ortak düşünce ve gelecekte bir sofranın etrafında barışı gerekli kılması gerekmez mi? Geçmişten gelen mirasın kavgaya sebep olacağına dair üçüncü sayfa haberlerini bir kenara bırakıp kardeşliğe paylaşmaya yol açabilsek belki o zaman bu mümkün olacaktır. Tek eksik olan şey ise dostluk ve kardeşlik düşünceleriyle beraber iyi niyetli adımlar. Türk mutfağı haftası Bu yıl üçüncü defa organize edilen Türk mutfağı haftası çerçevesinde birçok lezzetin tanıtımına imkan sağlandı. İçeride kültür ve turizm müdürlükleri, dışarıda elçiliklerimiz işbirliğiyle yapılan tanıtım faaliyetleri eksiğiyle fazlasıyla kayda değer bir öneme sahip. Ege mutfağı temasıyla düzenlenen etkinliklerde gerek Yunus Emre Enstitüsü gerekse Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nın çorbada tuzları olduğunu da görüyoruz. Dünyanın en iyi mutfaklarından, hatta en önde gelen 5 mutfağından biri olarak değerlendirilen mutfağımız, köklü yemek kültürümüz ulusal ve dünya ölçeğinde daha fazlasını hak ediyor. Son dönemin trendi haline gelen “gastroturizm”den sonra “gastrodiplomasi” kavramı kapsamındaki bu aktivitelerin önümüzdeki yıllarda altının doldurulması ve daha stratejik tanıtım çalışmalarının yapılmasını gerektiriyor. Bir haftalık süresince yapılan etkinlikler belki bir resmi kurumun faaliyet yıllığına koyacağı önemli bir çalışma, yerel veya ulusal olsun, global çapta olsun kitle iletişim araçları için de bir materyal olarak değerlendirileceği muhakkak. Ancak bunun ötesine geçmek, ülkemizin ve kültürümüzün tanıtımı ve itibarı için kaldıraç görevi görmesi için vargücümüzle çalışmak mecburiyetindeyiz. İçerde ve dışarda mutfağımızın lezzetlerini sunan hatırı sayılır mekânlar ve girişimler yetersizse bütün bu çabalardan sonuç elde etme imkânı olmayacaktır. Bu sebeple sofra kültürü meselesine kültürel yönden olduğu kadar ekonomik ve ticari yönden de bakmak durumundayız. Öyle olmasa ABD’nin herhangi bir ülkede mevcudiyetini ve etkisini hamburger ve kola markasının varlığıyla, reklamlarıyla ve tüketimiyle anlayamazdık. Pozitif değinmeler Karabük’te tıbbı aromatik bitki yetiştiriciliğinin yaygınlaştırılmasını amaçlayan Tıbbi Aromatik Bitkiler ile Araziler Taçlanıyor (TABİAT) projesi tıp, kozmetik ve gıdada katma değer katacak, çiftçiye ve üreticiye gelir getirecek. Hasat şenlikleriyle de turizme katkı sağlanması amaçlanıyor. Hitit dönemine ait binlerce yıllık kaya kabartmalarındaki yemek tarifleri, Kayseri Üniversitesi Develi MYO aşçılık programı öğrencileri tarafından sofralara taşınıyor. “Zalpa”, “Kariya” ve “Happena” gibi et yemeklerini, ekmek çeşitleri ve teknikleri okul mutfağında öğretilenler arasında yer alıyor.TL’siz menüye af yok Antalya Serik’te bir restorana menülerindeki fiyatların karşısında Türk lirası ibaresi olmaması sebebiyle 50 bin lira ceza kesildi. Ticaret İl Müdürlüğü ekiplerinin yürüttüğü denetimlerde bir restoranın menülerinde fiyatların karşısında TL ibaresi kullanmadığı tespit edildi. 50 bin lira ceza uygulanan işletmeye menülerdeki eksikliklerin gidermesi için süre verildi. Yarışın "acı" sonu Paqui firmasına ait baharatlı tortilla cipsi yedikten sonra kalbi duran çocuğun ölümüne çok fazla acı biber sebep olmuş. ABD’nin Massachusetts eyaletinde geçen yıl sosyal medyada meydan okumaya katılan 10. sınıf öğrencisi Harris Wolobah’ın otopsi raporu acı biberlerin bileşeni olan kapsaisinin yüksek seviyede tüketilmesinin ani kalp durmasına yol açtığını saptadı. Bitki bazlı mezeler Son dönemde bitki bazlı beslenme hızla yükselen bir trend halinde. Metro Türkiye de tüketicilerin yeni taleplerine ve beklentilerine cevap vermek amacıyla bitki bazlı meze konseptiyle yemek daveti düzenledi. Şef Beril Oymak’ın özel bir menüsünde geleneksel damak tadını yansıtan 4 çeşit bitki bazlı meze içli köfte, wrap ve salata gibi lezzetlerle yorumlandı.Tescilli ‘peynirli ekmek’Arapgir Belediyesi başvurusuyla coğrafi işaret tescili alan “Arapgir peynirli ekmek” yöreye özgü tuzsuz peynirin ekmek şeklinde açılan hamurun üzerine sürülüp fırında pişirilir ve üzerine toz şeker dökülerek servis edilir. Malatya’ya has bu lezzet için özel amaçlı buğday unu, yaş maya, su, taze tuzsuz peynir ve şeker kullanılır. Yarı pişmiş hamurun kenarları yukarı doğru ince bükülür, iç kısımlarına parmak basılarak ince bir set oluşturulur. Elle açılan pide hamuru pişirilir. Koyun, inek ya da keçi sütünden elde edilen olgunlaştırılmamış taze peynir kullanılır. 4 adet için malzemeler 600 gram özel amaçlı buğday unu, 450 ml su, 1 kilo taze tuzsuz peynir, 15 gram yaş maya ve 200 gram şekerden oluşur. Hazırlanışı: Un, maya, tuz ve su karıştırılıp orta kalınlıkta 15 dakika yoğrulan hamur 30 dakika dinlendirilir, 250-260 gramlık pazılara bölünür. Hamurlar tahtadan yapılan parçalı ekmek tanesi olan pasalara konularak 15- 20 dakika dinlendirilir. Hamur el ile inceltilerek 250 derece odun fırınında 1-2 dakika yarı pişirilir, fırından çıkarılarak kenarları yukarı doğru bükülmek suretiyle ince bir set oluşturulur. Böylece eriyen peynirin dökülmesi önlenir. Yarı pişen ekmeğin üzerine elle ezilen tuzsuz taze peynir ve şeker serilerek yeniden fırına verilir. Aynı sıcaklıkta 5 dakika daha pişen ekmekler fırından çıkarılır, üzerine şeker serpilerek servis edilir.Üsküdar’da, Kudüs’te aynı sofrada yan yanaFilistinli İmad Ebu Hatice, Kudüs’teki babadan kalma dükkânında İsrail’e karşı verdiği mücadeleyle tanınıyor. Kudüs’e giden Türkler mutlaka bu dükkâna uğruyor ve Ebu Hatice’nin ikram ettiği Türk çayını içiyor. İmad Ebu Hatice’nin kızı Shahd Abukhadijah ve Türk damadı Emre Sarıtaş ise babasının Türk ziyaretçilere gösterdiği hoşgörü ve misafirperverliğin Türkiye’deki adresi olarak Üsküdar’da felafel dükkanı açtı. Üsküdar’da "Kudüs Han" isimli mekanı işleten genç çift, kapısı Türk ve Filistin bayraklarıyla süslü bu dükkâna gelen herkesin çok memnun olduğunu anlatıyor. Emre Sarıtaş, "Hem Filistillilerin hem Türklerin buluşma adresi" diyor. Shahd Abukhadijah ise "İstanbul’da her gün Filistin için bir şeyler yapıldı, sokakta insanları kefiyelerle görüyorum. Bu bizi gerçekten çok mutlu ediyor" ifadesini kullanıyor.Küflü peynirle yöresel börekGünün her öğünü zevkle yenen börekleri küflü peynirle yapmaya ne dersiniz? Pazar soflarınızda küflü peyniri değerlendirerek hem Konya çarşı böreğiyle hem de Erzurum su böreğiyle lezzetlendirin.Mevsiminde beslenme reçetesiSon yıllarda kronik hastalıklar ve obezitenin artışı dikkat çekici. İnsanlar, beslenme alışkanlıklarını değiştirdikçe sağlık sorunları da aynı oranda çoğalıyor. Mevsiminde tüketilmeyen ürünler, sağlığa fayda yerine zarar veriyor.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir