Tanışmayı bekleyen iki yabancı gibiydik | Yeni Şafak Kitap Eki Haberleri

Tanışmayı bekleyen iki yabancı gibiydik | Yeni Şafak Kitap Eki Haberleri

yazar:

kategori:

Sibel Oğuz’un öykü kitabı Annem Zeytin ve Çay Eksik Parça Yayınları’ndan çıktı. Kitabını ilk eline aldığı anı anlatan Oğuz, “Her ne kadar benim elimden çıkmış olsa da sayfaları çevirdiğimde tanışmayı bekleyen iki yabancı gibiydik” diyor. İlk eser yayınlandığında neler hissettiniz?Yüreğime sürüsüyle kelebek doluştu fakat hepsi bir gecede öldüler. Uzun süredir beklediğim eserim buruk bir sevinçle geldi. Kitabın çıkışı, sevindiğiniz her şeyin vicdanınız tarafından suç sayıldığı bir zaman dilimine denk gelmesi üzücüydü. O sıcak duygularla defterime şu notu düştüm: Ben kuralları yok saydım. Bir kitapla bir savaş aynı anda çıkar mı? Dünya giderek bize bir takım güzelliklerin zor günlerde yaşanıyor olabileceğini öğretiyor. Bu çok acı. Bütün bunlara rağmen hayatımın merkezine koyduğum yazı yolculuğumun karşılık bulması inanılmazdı. Duygularım, düşüncelerim, dert edindiğim meselem bir kitapta yer bulmuştu. Kitabınızı elinize alınca ilk olarak ne yaptınız?Annem Zeytin ve Çay, henüz satışa sunulmadan sevgili editörüm Demet Hanım tarafından bana ulaştırıldı. O günü bir doğum tarihi olarak unutulmayacakların arasına koydum. Kitap taşıyan kargolar beni heyecanlandırmıştır. Fakat bu bambaşka bir duygu. Bu defa kargo, beni bana getirmişti. Ben duygularımı yoğun ve içimden geldiği gibi yaşayan biriyim. Evimin girişindeki uzun koridorda hızlı adımlarla yürüdüm. İnsan sevinince beden kalbe ayak uyduruyor. İçimde biriken yüksek enerjiyi atınca kitabı elime aldım ve kalbime bastırdım. Bir gün geleceğini biliyordum dedim. Emeklerimin ve dualarımın karşılığını almış olmak ve çocukluk hayallerimi elimin içinde tutmak tarifi zor duygular. Her ne kadar benim elimden çıkmış olsa da sayfaları çevirdiğimde tanışmayı bekleyen iki yabancı gibiydik. Kitabınızı ilk olarak kime imzaladınız?İlk imzalamak istediğimle imzaladığım kişiler farklı. Bu basit gözükse de bazı şeyler bizim isteğimizin dışında gelişiyor. İlk imzam, fotoğraf sanatçısı Ersin Bey’in kızı Eylül’e oldu. Ona dedim ki: “Sevgili Eylül, hiçbir şey tesadüf değil…”Yazmaya nasıl başladınız?Edebiyata ilgim çocukluk yıllarımda başladı. En iyi anlaştığım şey kitaplardı ya da beni en iyi anlayanın kitaplar olduğunu söyleyebilirim. Maalesef o dönemde bizim yöremizde kitap kıtlığı vardı. Doğudaki çocukların şartlara bağlı olarak olanlarla idare etmek gibi geliştirdikleri bazı alışkanlıkları vardır. Biz de elimizdeki kitaplarla idare eder, silgi israf olmasın diye hata yapmaktan korkardık. Bu şartlarda büyüyen biri olarak coğrafyamızda edebiyata zemin hazırlayan büyüklerimiz vardı. Onların anlattığı masallarla büyüdüm. Hikâyelerimin temelini çocukluk yıllarımda attım desem yeridir. İnsan, yüzleşememe hikâyelerini yazarak daha kolay kılınır hâle getirebiliyor. Kendimi en iyi nasıl ifade edebilirim sorusunu çocukken sordum. Cevabını yazmakta buldum sanırım. Yazı ve öykü yolculuğum o yıllar başlamıştı. Büyük şehirde yaşamanın vermiş olduğu zaman yönetimi sorunu ve anneliğin getirdiği sorumluluk yazma isteğimi sürekli erteledi. Zihnim birikmişliği taşımakta zorlanıyordu. Mekanizma kendisine fazla gelen şeyleri dışarı atma gereksinimi duyar. Yazma arzusu bende zorunluluğa dönüştü vakit bir atölyeye kayıt yaptırarak eyleme geçme kararı aldım. HERKES UYUDUKTAN SONRA YAZARIMGece mi yazarsınız yoksa gündüz mü?Yazmak, kendinizle baş başa kalma hâlidir. Yazan kişinin zihnindeki duygu ve düşüncelerin açığa çıkması için uygun koşullar gerekir. Zihnim bana kapılarını gece aralıyor ve üçüncü bir şahıs istemiyor. Herkes uyuduktan, sokaktaki sesler evlere çekildikten sonra yazarım. Hikâyelerimin doğuşu kendimle baş başa kalma hâlinden meydana gelir. Çoğu hikâye aydınlığı sevmez. Aksine yıldızları, ayın pencereye yansımasını sever. Ben, kalemin büyüsünün sessizlikten doğduğuna inanıyorum.Deftere mi yoksa bilgisayara mı yazıyorsunuz?Çocukluğumda not alma alışkanlığım olmasına rağmen teknolojiye direnemediğimi söyleyebilirim. Bu bir bakıma kolaya kaçma. Bilgisayardan ve mekân müsaitliği açısından telefonla yazdığım öykülerim az değil. Fakat son dönemde yazarak çalışmanın zihnimde kalıcılığını hissettiğimden olsa gerek deftere dönüş yaptım diyebilirim. Yeni bir hayata başladımİlk kitabını çıkarma heyecanını anlatan Alkan Kılıç, “Kitap yayınlandığında geçirdiğim bütün o uykusuz ve stresli geceler, bir film şeridi gibi geçti gözlerimin önünden. Derin bir nefes aldım ve yeni bir hayata başladım” diyor.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir