İstanbul Üniversitesi’nin Beyazıt’ta bulunan Edebiyat Fakültesi binası, 1952 yılından beri kullanılıyor. Binanın ana girişinde yer alan merdivenler de o tarihten beri sayısız insan tarafından kullanıldı. Zamanla aşınan ve fakültenin simgesi haline gelen basamaklar, şimdilerde üniversitenin öğretim üyelerinden öğrencilerine kadar herkesin önemsediği bir kültürü temsil ediyor. 72 yıllık geçmişe sahip fakülte binasında Meral Akşener, İbrahim Kalın gibi siyasetçilerin yanı sıra Candan Erçetin’den Mario Levi’ye, Aysel Gürel’den Duygu Asena’ya birçok önemli yazar ve sanatçı öğretim gördü. Basamaklardaki aşınmanın kültürü, etkileşimi ve nesiller arası geçişi sembolize ettiğini dile getiren İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevtap Kadıoğlu şunları söyledi:Prof. Dr. Sevtap KadıoğluKAVİSLER DERİNLEŞTİKÇE…“Basamağın aşınması fiziksel bir olay olmanın ötesinde bilimsel, kültürel ve akademik bir anlam taşıyor. Bu sebeple bizim için çok önemli. Bu merdivenler nasıl ilk yapıldığı gün gibi değilse, öğrencilerimiz hocalarımız ve idari personelimiz de bu binaya adım attıkları ilk günden farklı olarak, fakültenin geniş kültürü, köklü geleneği ve derin bilimsel bilgisi ile şekillenmiş bireyler olarak ayrılıyor ve ülkemizin entelektüel birikimine katkıda bulunuyorlar. Öğrencilerimiz de o basamaklardan geçerken bu aşınmanın ne anlam ifade ettiğinin bilincindeler. Fakülteye ilk 1986 yılında öğrenci olarak girdim. Merdiven o zaman da aşınmıştı. Ancak zaman içinde kavisler derinleşmeye devam etti. Öğrenciyken ben de merdivenlerdeki aşınmanın öneminin farkındaydım, binaya ilk girdiğimde ve o basamakları gördüğümde ‘Demek ki buraya giren çıkan çok’ diye düşünmüştüm.BİNLERCE ÖĞRENCİ GEÇİYOREdebiyat Fakültesi’nde 41 ayrı alanda 15 binden fazla öğrenci lisans, yüksek lisans ve doktora öğrenimi görüyor. 500’e yakın da öğretim üyesi görev yapıyor. Yani bu basamaklar boşuna aşınmıyor. Türk dili ve edebiyatı, tarih, coğrafya, felsefe, dil ve kültür eğitimi veren bu kurum İstanbul’un kalbi olan tarihi yarımadada yer alıyor. Burası şehre ve bütün kültür varlıklarına açılan bir kapı.” Prof. Dr. Kadıoğlu, binanın koruma altında olduğunu ve bir çivi çakılması için bile izin alınması gerektiğini belirterek, “Aşınan merdivenin kaldırılması ya da yenilenmesi gibi bir şey söz konusu değil. Binanın deprem güçlendirme çalışmaları yapılıyor ancak merdivenlerimizin yenilenmesiyle ilgili hiçbir projemiz yok. Basamakların gittiği yere kadar bu halini korumasını ve aşınmaya devam etmesini istiyoruz” diye konuştu.ANITKABİR’İN MİMARI YAPTIProf. Dr. Kadıoğlu, bina tarihini ise şöyle anlattı: “Edebiyat Fakültesi, İstanbul Darülfünu’nun bir fakültesi olarak 1900’lü yıllarda düzenli eğitime geçti. İkinci Meşrutiyet’ten sonra 1909 yılında bu binanın yerinde bulunan Zeynep Hanım Konağı’nda eğitim öğretime devam edildi. Konak, 1942 yılında çıkan bir yangınla yok oldu. Konağın yerine yapılacak binanın tasarımı Anıtkabir’in mimarı Emin Onat ve Sedad Hakkı Eldem tarafından yapıldı ve bugünkü bina 1952 yılında hizmete açıldı. İstanbul Üniversitesi edebiyat ve fen fakülteleri o tarihten beri bu binada faaliyet gösteriyor.”KİMLER GELDİ KİMLER GEÇTİ- Cahit Zarifoğlu-Yazar ve şair- Duygu Asena, Gazeteci ve yazar- Mario Levi-Yazar- Candan Erçetin-Şarkıcı- Aysel Gürel- Söz yazarı ve oyuncu- Sunay Akın, Şair ve yazar- Doğan Cüceloğlu-Psikolog- İbrahim Kalın- Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı- Meral Akşener- İyi Parti Genel Başkanı- Doç. Dr. Murat Mücahit Yentür- İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü- Prof. Dr. Handan İnci-Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi RektörüHER BASAMAK BİR BELLEKAşınan basamakları öğrencilik yıllarından beri kullanan Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nedret Kılıçeri, “Merdivenleri 1981-1985 yılları arasında öğrenciyken inip çıktım, 1986’dan bu yana da hocalık sürecimde inip çıkıyorum. Orada bir hayat var ve bunu çok net hissediyorum. Basamaklar aynı zamanda bir bellek. Yolu bu fakülteden geçenleri anımsatan hafıza mekânımız” dedi.Prof. Dr. Nedret Kılıçeri
Bir yanıt yazın