Nihayet bu ay kahveyi ele aldı: Keyifle Piyasa Arasında Kahvenin Halleri | Aktüel Haberleri

Nihayet bu ay kahveyi ele aldı: Keyifle Piyasa Arasında Kahvenin Halleri | Aktüel Haberleri

yazar:

kategori:

Dosya, Cem Sökmen’in yazısıyla açılıyor. Sökmen, kahvenin mahfillerini anlatıyor. Ardından İsmail Bedir, kahvenin ekonomisine ve piyasasına odaklanıyor. Mehmet Erken, üçüncü nesil kafelerin hayatımızda oluşturduğu değişimi irdelerken İsmail Uslu, granül kahveden bugüne yaşanan dönüşümü masaya yatırıyor. Şâhzade Şenay Viyana’nın kahve evlerine dair bir anlatı sunuyor. Merve Akbaş da kötü kahvenin neden boykot edilemediği üzerine yazıyor. Nihayet’in Kayıtlar, Hayat Memat ve Kültür Atlası sayfalarında da okuru birbirinden önemli yazılar bekliyor. Deniz Baran, Güney Afrika’nın Filistin için Lahey’de neler yaptığını ve sürecin nereye bağlanacağını ele alıyor. Ümit Aksoy, Filistin’li çocukların bayramının nasıl bir bayram olacağını sorguluyor. Elvide Demirkol, Osmanlı tarihi uzmanı Yakoob Ahmed’in “18 yaşındakilere 10 tavsiye” temelli söyleşisini bir çeviri olarak okura sunuyor. Cihan Aktaş, üç yazarın kitabını aynı sorularla irdeliyor. Enes Ürün, güzellik kavramını Bosna’nın Stolaç şehri üzerinden değerlendiriyor.Tacettin Belli, Gılgamış’tan Batman’a kahramanın yolculuğuna odaklanıyor. “Evrak-ı Perişan Arasında” serisine devam eden Necati Tonga ise Asaf Hâlet Çelebi’nin seçim beyannamelerini okurla paylaşıyor. Tahsin Yıldırım, Zaimzade Hasan Fehmi Bey’in hayatını ele alıyor.Yasin Özdemir, “Dedelerimizin Mezar Taşlarını Okurken” başlıklı yazısıyla katkı sağlıyor.Tevfik Furkan Akbuğa, hilafetin ilgasındaki iki simayı, Şeyh Saffet Efendi ve Seyyid Bey’i yazıyor. Kevser Çelikel de “Değişen Ramazan mı Yoksa Biz miyiz?” sorusuyla ramazanı ve alışkanlıklarımızı sorguluyor.Nihayet’i Türkiye’nin her yerinde gazete bayileri, seçkin kitabevleri ve zincir mağaza marketlerde bulabilir, www.birliktedagitim.com sitesinden kolayca abone olabilirsiniz.Nihayet bu ay gençliği ele aldı: Bir gençlik hayalimiz bir gençlik politikamız var mı?Bir gençlik politikamız var mı? Bu soruyu bir gençlik tahayyülümüz var mı şeklinde de sorabiliriz. Ülke olarak, gençliğimizin gelecekte neye benzemesi gerektiği hakkında yapılmış kapsamlı bir tartışmamız var mı diye bir soruyu da bu soruya ekleyebiliriz. Gençlik politikasının ana fikri böyle bir gençlik tahayyülüne dayanıyor. Bu tahayyül eğitime yön veriyor, okullar bu tahayyüle göre şekilleniyor. Meselenin bir boyutu da her birkaç senede bir yaşanan küresel ölçekteki dönüşümlerin ve kırılmaların, gençlik üzerinde yaptığı yoğun etkilere odaklanmaktır. Sıkça dile getirilen bir husus, kuşak kapsamının yirmi seneden beş seneye kadar düştüğü, her beş senelik farkla önceki kuşaktan farklılaşan bir kuşağın geldiğidir. Bu dinamizm ya da bir açıdan tehlikeli çırpınış, mukabil bir dinamik tahlili gerekli kılıyor. Değişen ve dönüşen gençlik hakkında, kurumların yeterince esnek olamamaları gibi bir sorunları ortaya çıkıyor. Nihayet bu ay gençlik ve gençlik politikaları üzerinde duruyor.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir