Tek çeşit yemek sünnet | Yeni Şafak Pazar Eki Haberleri

Tek çeşit yemek sünnet | Yeni Şafak Pazar Eki Haberleri

yazar:

kategori:

RAMAZAN BİNGÖLİnsan, yaradılışı gereği yeme içme ölçülerini, felsefesini anlayabildiği ve uygulayabildiği kadarıyla sağlıklı bir yaşam sürer. Bu kurallar dışına çıktığında yaşadığı hastalıklar ve huzursuzluklar kişinin kendi tercihlerinin neticesi olacaktır. Günümüzde en büyük sıkıntılarımızdan biri, geleneklerimizdeki sofra kültürünü ve adabını yaşatamamamızdır. Halbuki Peygamber Efendimiz (a.s.)’dan başlayarak bütün İslam alimleri yeme-içmenin ölçü ve kurallarını belirlemiş; İbn-i Haldun, İbn-i Sina ve İmam Gazali gibi alimler, sağlıklı beslenme ve yemek adabı üzerine bizlere önemli eserler bırakmışlardır. Özellikle çok çeşit yemenin beden ve ruh sağlığına olumsuz etkilerinden sıkça bahsetmişler, istisnalar hariç yemeklerini hep tek çeşit yemişlerdir.Karışık yemek hastalık sebebidirGünümüzde özel günler, davetler hariç, rutin öğünlerde çeşit çeşit yemek yapmak ve yemek bizi bedensel ve ruhsal açıdan hasta eden sağlıksız alışkanlıklarımızdandır. Aynı anda tavuk, kuzu, dana eti yemek bedenimize sıkıntı verir. Belki anlık etki göstermez fakat zamanla insanı sağlığından eder. Ülkemizde kadınlar özellikle bu konuda kendilerini aşırı yoruyor. Başlangıcı, ara sıcağı, ara soğuğu, ana yemeği, yanına eşlikçisi, tatlısı, o bu derken ev kadını mutfaktan çıkamıyor. Bir de bu hanım çalışan biriyse tüm işleri olağanüstü bir güçle yerine getirmek durumunda kalıyor. Halbuki ana yemeğin yanına eklenecek bir basit eşlikçi, bir salata veya yoğurt, öğünün tamamlanmasına fazlasıyla yetecektir. Sağlığımız ve iktisadımız için tek çeşit yemek yapmalı ve yemeliyiz.Peygamber Efendimiz (sav) tek çeşit yerdiPeygamber Efendimiz’in (sav) yemek yeme alışkanlıkları incelendiğinde, sıklıkla tek çeşit yemek tercih ettiği görülmektedir. Efendimiz (a.s)’in az ve öz yemek yeme alışkanlığı günümüz beslenme uzmanlarının henüz yeni yeni farkına varıp önerdiği bir beslenme biçimidir. Dünyanın en iyi diyetisyenine de gitsen size söyleyeceği ilk şey “Yediklerinizi iyi çiğneyin” olacaktır. Az ye, mideni tamamen doldurma, suyu yavaş iç, karışık beslenme… Zaten Efendimiz (sav), yediklerimizi 40 kere çiğnemeyi, midemizin üçte birini dolduracak ölçüde yemeyi, sofradan doymadan kalkmayı, suyu üç yudumda içmeyi yüzyıllar öncesinde öğütlemiş bizlere.Çok yemek ve yemek üstüne yemekTıbbın babası İbn-i Sina’ya hastalıkların sebebi sorulduğunda yalnızca iki sebep söyler: Çok yemek ve yemek üstüne yemek yemek. Yani hemen her hastalığın altında yatan sebep aslında tokluktur. İnsanlar fazla ve karışık yemenin bedelini obeziteyle ve hastalıkla öderler. Bundan kurtulmanın yolu önce yemek yemeyi öğrenmektir.Sağlıklı yaşam sırları Mukaddime’deİslam düşünce tarihinin en önemli eserlerinden biri olan Mukaddime›de, sosyoloji ilminin babası İbn-i Haldun (1332-1406), bir Müslüman’ın nasıl yiyeceği, içeceği ve sağlıklı olacağı konusunda yazmıştır. Haldun, beslenme alışkanlığının insanın kişiliğine, bedenine ve psikolojisine doğrudan etkilerinden bahseder. Onun gözlemlerine göre, çok besin tüketmek vücutta olumsuzluklara sebep olur. Renkler bozulur¸ aşırı kilo almakla şekil ve suretler çirkinleşir. Aşırı besin tüketimiyle hasıl olan kötü buharların¸ beyne sirayet etmesiyle zihinler körleşir¸ fikirler kısırlaşır. Zihinsizlik¸ idraksizlik¸ gafillik ve ölçülülükten uzaklaşma galip gelir. Az besin almanın ve perhiz yapmanın ise kendine özgü etkileri vardır. Çok yemek, tenlerde kötü artıklara sebep olurken az yemek ve perhiz yapmak vücudun aşırı rutubete maruz kalmasını önler. Dolayısıyla az yiyen ve dengeli beslenenlerin hal ve ahlâkları da ölçülü olur.İbn-i Haldun, şehirde ve çölde yaşayan insan ve hayvanların farkının yedikleri yiyeceklerden anlaşılabildiğini söyler. Şehirde yaşayanlar karışık ve çeşitli yemekler yedikleri için benizlerinin soluk, suratlarının hastalıklı, görünüşlerinin diri olmadığını belirtir. Çölde yaşayanların ise diri gözüktüklerini ve ciltlerinin pırıl pırıl olduğunu ifade eder. Bu durumun sebebi, çöldekilerin basit ve sade beslenme alışkanlıklarına sahip olmalarıdır.İbn Haldun’un o dönemde bize anlattıkları, yaşadığımız çağın fizyolojik, psikolojik ve ahlaki hastalıklarının kaynak ve kökenlerini belirginleştiriyor. Günümüz beslenme uzmanları ve diyetisyenler bu medeniyeti henüz yeterince yakalayabilmiş değiller. Sağlıklı beslenme ve kilo verme konusunda her gün ekranlarda ve sosyal medyada birbirini tutmayan açıklamalar yapan diyetisyen ve beslenme uzmanlarının kaçı İbn-i Haldun’un Mukaddime’sini okumuş? Kaçı İbn-i Sina’nın sağlıklı beslenmeyle ilgili önerilerini uyguluyor? İmam Gazali’nin Yemek Risalesi peki… Marifet, insanlara neyi, ne kadar yemesi gerektiğini dikte etmek değil, yemeğin felsefesini aktarabilmektir.Geçmiş geleceğe suyun suya benzediğinden daha çok benzer. Bu noktada Efendimiz (a.s.)’in beslenme tavsiyelerinin yer aldığı Tıbb-ı Nebevi’den yola çıkarak, İbn-i Haldun’un sosyolojik gözlemleri ve İbn-i Sina’nın tıp alanındaki derin bilgisi, sağlıklı yaşam konusunda bizlere en güzel rehber olacaktır.Depremzede öğrenciler için sahnedelerGönüllü çalışanlardan oluşan Softtech Tiyatro Kulübü tarafından hayata geçirilen "Bir Küçük Parantez" adlı tiyatro oyunu, 11-12 Haziran’da Maximum Uniq Hall’de. Bilet satışından elde edilecek gelir ise deprem bölgesi ağırlıklı olmak üzere öğrencilerin eğitimi için kullanılacak.Şuşa’da hayat yeniden başlıyorErmeni güçleri tarafından adeta taş üstünde taş bırakılmayan Şuşa’da hayat yeniden başlıyor. 32 yıl önce sürgün edilen Şuşa halkı ata topraklarına geri dönüyor. Yeni konutlara yerleşen 105 aile, sevinç ve hüznü birlikte yaşıyor. 24 yaşında ayrıldığı topraklara oğluyla birlikte dönen Babayeva Gülbeniz Cemşitkızı, eşini Şuşa’da şehit verdiğini söylüyor.Sofya’da ibadete açık tek cami: BanyabaşıSofya’nın kalbinin attığı Marie Louise Bulvarı’nda Osmanlıların Sofya’da inşa ettikleri ikinci büyük cami olan Banyabaşı Camii, aynı zamanda Avrupa’nın en erken tarihli camilerindendir. Geniş orta kubbesi ve Evliya Çelebi’nin “şehrin en güzeli” dediği tek şerefeli minaresiyle oldukça dikkat çekici bu cami günümüzde Sofya’da ibadete açık tek camidir.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir