Aziz Samih İlter’in iki kitabı | Yeni Şafak Kitap Eki Haberleri

Aziz Samih İlter’in iki kitabı | Yeni Şafak Kitap Eki Haberleri

yazar:

kategori:

İbrahim DemirciAziz Samih İlter, 1877 yılında Erzincan’da doğmuş. Harbiye’den kurmay yüzbaşı olarak mezun olduğu 1901 yılından emekliye ayrıldığı 15 Ocak 1918 tarihine kadar asker olarak çeşitli görevlerde bulunmuş. 1921’de Ankara hükûmeti adına Batum Şehbenderliğini yürütmüş. 1927’den 1946’ya kadar Erzincan milletvekili, son döneminde Kars milletvekili olarak mecliste bulunmuş. 2 Aralık 1948’de Ankara’da vefat etmiş. Ulus gazetesinin 3 Aralık 1948 Cuma günü birinci sayfasında yer alan “Acı bir kayıp” başlıklı habere göre, “dün akşam Anadolu Kulübünde geçirdiği âni bir kriz neticesinde gözlerini hayata kapamıştır.” (Wikipedia’da Aziz Samih İlter biyografisinde doğum yeri olarak “Kuruçam”ı görünce şaşırmadım, üzüldüm. Doğrusu: Kuruçay. Erzincan’ın İliç ilçesine bağlı.)Aziz Samih Bey, sağlığında iki kitap yayımlamış: Büyük Harpte Kafkas Cephesi Hatıraları: Zivin’den Peteriç’e. Ankara’da 28 Mayıs 1929 tarihinde tamamladığı eserini yazar, Büyük Erkânıharbiye Matbaasında 1934 yılında bastırmış. Kitap 114 sayfa.Aziz Samih’in bu hatıraları, okuyucunun ilgisini çekmiş yahut pek değerli bulunmuş olmalı ki kitabın çıkışından bir yıl sonra “Umumi Harpte Kafkas Cephesi Hatıraları” başlığı altında Kurun gazetesinde tefrika edilmiş: 1 Nisan 1935-18 Mayıs 1935. Aynı eseri 12 yıl sonra Asım Us, sahibi bulunduğu Vakit gazetesinde, başına bir değerlendirme de ekleyerek ve “Sarıkamış Felaketi-Aziz Samih’in Hatıralarından” başlığıyla yayımlamıştır (27 Nisan 1947-29 Haziran 1947). Sözünü ettiğim bu kitap Dorlion Yayınları tarafından Ağustos 2023’te yeniden yayımlandı. Kitabı yayıma hazırlayan Beybars Dadaloğlu, bu işi yaparken hangi kaynağı esas aldığını, ne gibi tasarruflarda bulunduğunu açıklamak gereği duymamış. Fakat anladığım kadarıyla Dadaloğlu, kitabın 1934 baskısını önüne alıp günümüz okuyucusunun anlayabilmesi için eserin dilini sadeleştirmeye çalışmış. İlk bölümün ilk satırında “İhtiyat süvari kolordusu”nu “Yedek süvari kolordusu”na çevirmiş. Fakat aynı cümlede yazarın “paçavralar giyinmiş halk” ifadesini neden “sefil elbiseler giymiş halk” diye değiştirdiğini anlayamadım. Bu ilk bölümün ilk dipnotunda yazar şu cümleyi kurmuş: “Ruslar ermeni çeteleri teşkili ve Türkiye dahilinde Ermeni kıyamı ile meşgul idiler.” Bu cümleyi Dellaloğlu şu hâle sokabilmiş: “Ruslar, Ermeni çetelerinin örgütlenmesi ve Türkiye sınırları içinde Ermeni kıyımı konusunda meşguldüler.” (s. 7) “Kıyam”ı “kıyım”a çevirmek olacak iş mi? Maalesef olmuş bu!KİTABI OKURKEN ÇOK ÖFKELENDİMBir sonraki sayfada şu cümle: “Merkezi Viranşehir olan ve askerleri sıcak bölgeden gelen bu tugayın hepsi yalnızca don ve gömlek giymiş, yerine pelerin takmışlardı.” Pelerin ha? İyi de askerler bu pelerini neyin yerine takmışlar. Yazarın cümlesine bakınca durum anlaşılıyor: “… neferleri sıcak yerler ahalisinden olan bu fırkanın hepsi yalnız don ve gömlek giymiş olup, kaput yerine maşlahlı idiler.” Yayına hazırlayan, “kaput”u görmemiş! İki paragraf sonra bir tuhaflık daha karşımıza çıkıyor: “Bu Alman subayı, soğuk bölge halkıymış gibi soğuktan çok çekiniyor, soba sürekli yanıyor, minik oda adeta hamam gibi olmuştu.” Oysa yazarın cümlesi ne kadar güzel: “Soğuk memleket ahalisinden olan bu Alman zabiti çöl evlâdı imiş gibi soğuktan çok çekiniyor, soba mütemadiyen gürlüyor, ufacık odayı hamam haline koyuyordu.” İki cümle arasındaki farkı görünce üzüntü ve utanç duymak yetmedi, öfkelendim; zihnime bir yığın olumsuz sıfat üşüştü: saygısız, terbiyesiz, sorumsuz, küstah… 142 sayfalık kitabı 9. sayfanın ilk satırında bırakıp çöpe atmaya karar verdim. Yazık, çok yazık! Aziz Samih İlter’in sağlığında kitaplaşan ikinci eseri, Şimalî Afrika’da Türkler. 1934 yılında Vakit Kütüphanesi Neşriyatı tarafından yayımlanmış. Sonra ikiye bölünerek 1936 yılında birinci, 1937 yılında ikinci cildi aynı yayınevince okura sunulmuş. Fas, Tunus, Cezayir, Libya tarihini merak edenler bu çalışmaya TBMM açık erişim sayfasından ulaşabilirler: https://acikerisim.tbmm.gov.tr/items/f05ec2da-a489-4f1e-9ac9-8cbab754164aYazarın gazete sayfalarında kalmış eserleri de var. 1913 yılının son aylarında Türk-İran sınırını belirlemek için kurulan komisyonda Türk heyetinin başkanlığını yürüten Aziz Samih, anılarını “Türk-İran Hudutlarında Neler Gördüm?” başlığıyla Vakit gazetesinde yayımlamış. Ali Murat Kurşun, bu tefrikayı Osmanlı-İran Sınırından Anılar adıyla kitaplaştırmış (Taş Mektep Yay., İstanbul, 2014)ÖZEN’LE HAZIRLANMIŞ İKİNCİ ESERAziz Samih’in Vakit gazetesinde 5 Ekim 1946-8 Kasım 1946 tarihlerinde tefrika edilen “Trablusgarp Harbi’nin Gizli Cephesi” adlı eserini İbrahim Özen, aynı adla yayıma hazırlamış. Çolpan Kitap tarafından 2019’da okura sunulan kitap, diziniyle birlikte 132 sayfa. Yazarın hayatı, eserleri ve yayıma hazırladığı metin hakkında bilgiler veren İbrahim Özen, soyadına yakışır bir özen ve titizlikle çalışmış. Sunuştan öğrendiğimize göre, metinde geçen Rumî, Hicrî tarihlerin Miladî karşılığını köşeli parantez içinde vermiş. Artık kullanmaz olduğumuz kelimelerin anlamlarını da aynı yöntemle metne dâhil etmiş. Tarihî hadise ve şahsiyetler hakkında gerekiyorsa bilgi vermek ya da yazarın herhangi bir yanlış bilgisini düzeltmek üzere dipnotlar eklemiş. Metnin imlâ ve noktalamasını günümüz kurallarına uyarlamış. Dizgi yanlışlarını düzeltirken, neyi düzelttiğini göstermek için asıllarını da dipnotta göstermiş. En önemlisi de şu: “Metne, sadeleştirmeye yönelik olarak hiçbir şekilde müdahale edilmemiştir.” (s. 9)Trablusgarp Harbi’nin Gizli Cephesi, İtalyanların 1911’de işgal ettiği Trablusgarp’taki direniş güçlerine silah, cephane, erzak, para ulaştırma işlerini örgütlemek üzere Tunus’a gönderilen Aziz Samih’in orada Hasan Talip adlı bir tüccar kimliğiyle yürüttüğü çalışmaları anlatıyor. Kitapta fırsatçı, üçkâğıtçı, sahtekâr tiplerin yanı sıra namuslu, fedakâr, saygıdeğer insanlarla da karşılaşıyorsunuz. Osmanlı bürokrasisinin ve vatandaşlarının olduğu kadar Fransa, İtalya ve Tunus görevlilerinin ve vatandaşlarının davranışlarına ilişkin ilginç bilgiler ediniyorsunuz. Kitap, bir hatıra kitabı olmanın yanı sıra seyahatname vasfı da taşıyor. Tunus’tan Trablus’a 10 bin altın götürme işi, İngiliz tüccar Artur’a verilir. Artur, üçüncü gün döner, yaşadıklarını anlatır:“Huduttan geçerken Fransız memurları bavullarda ne olduğunu sormuşlar: “Para” demiş. Ne yapmaya götürüyorsun demişler. “Çöle ekeceğim, Frank çıkacak.” cevabını vermiş ve geçmiş / Yolda gecelemeye mecbur kalmış. Gelen Araplara dinamit götürdüğünü ve sakın otomobile yaklaşmamalarını, aksi hâlde dinamitlerin patlayıp hepsini havaya uçurmak tehlikesi olduğunu anlatmış. Bu suretle paraları emniyette bulundurmuş ve Araplara o civardaki sürüden iki koyun alıp kestirmiş, hem kendisine hem Araplara bir ziyafet çekmiş.” (s. 68)Artur’un bu iş için istediği ücret, neredeyse masrafları kadardır. Halbuki aynı işi Yahudi Simon 20 kat fazlasına yapacaktır (s. 69). Çekmecede unutulan kitapŞevket Rado’nun notlandırarak hazırladığı İtalyan din adamı Giambattista Toderini’nin İbrahim Müteferrika Matbaası ve Türk Matbaacılığı adlı eseri Ketebe Yayınları’nın yeni dizisi “Müteferrika”nın ilk kitabı olarak yayınlandı.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir